Kitapta merhume Samiha AYVERDİ istanbul'un pek çok semtinin, bölgesinin ve mahallesinin yaklaşık 80-100 sene evvelini anlatmış. Anlatılan sıradan bir coğrafya değil, bir taşının iki cihan mülküne bedel kabul edildiği İstanbul. Anlatımda kullanılan dil ise en güzel rengi, ahengi ve tadıyla ana sütü gibi tertemiz Türkçemizin o günkü kullanılan yaşayan zengin dili. Kitap hem bir tarih, hem bir coğrafya, hem bir edebiyat, hem de geçmiş zaman ile günümüzü kıyaslayabileceğimiz dil kitabı, kıyas kitabı ve üslup kitabı. Kitabı okuyanlar, okudukları o günkü istanbula bu günkü İstanbulu, o günkü kullanılan zengin ve latif Türkçe ile bu günkü Türkçe arasındaki farklılaşmaları hüzünle müşahade edecek, derinden bir ahh çekecek, maalesef. Bu değişim ve yozlaş(tır)ma bir insan ömrü içinde görülebilecek kadar hızlı olabilir mi? Kitaba bütün benliğiyle yönelip okuyanlar, o kitabın içinde çıkıp da bu güne geri dönmek istemeyecelerdir.