Karanlıkta Bir Nehir & Kuzey Kore’den Bir Kaçış Öyküsü Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Ahmet Veske
23.03.2021
Nehrin Karanlık Yanından Kaçış
Yıllar önce seyrettiğim ve size de önereceğim bir filmi kısaca anlatarak, değerlendireceğim kitaba geçiş yapmak istiyorum. Özgürlüğe kaçış öykülerine göz attığınızda, çoğunlukla demirperde olarak tanımlanmış komünist yönetim biçimini uygulayan ülkelerden gerçekleşmesi bir tesadüf olmasa gerek. Ülkemizde “Ölüm Tarlaları” olarak seyrettiğimiz “The Killing Fields” filmi. 1980 tarihli "Dith Pran'ın Hayatı ve Ölümü" adlı anı kitabından esinlenerek yapılmış bir film bu. Kamboçya’da geçiyor. New York Times Gazetesi muhabiri Sydney Schanberg derlediği bir kitap ve bölge muhabiri, arkadaşı ve tercümanı Kamboçyalı Dith Pran Amerikan Ordusunun yenilgisi ve çekilme işlemi esnasında haber geçmeye devam ederler. Durumun daha tehlikeli bir hal almasıyla Dith Pran ailesini diğer Kamboçyalı ailelerle birlikte helikopterle tahliye edilmesini sağlar. Bir süre sonra ABD’ye dönme kararı verdiklerinde Dith Pran kaçamaz ve Kızıl Kmerlere esir düşer. İşkencelere ve çalışma kamplarının akıl almaz koşullarına dayanır. Sonuçta bir fırsatını bulur; cesetlerle dolu ölüm tarlaları olarak bilinen bölgelerden özgürlüğe koşar. Sınırı geçer ve Tayland’a sığınır.

“Karanlıkta Bir Nehir”de, Kuzey Kore’den kaçan (Japon adı) Masaji Ishikawa’nın (Koreli adı Do Chan-sun) dramatik öyküsü. Sade, yalın ve anlaşılır, yaşadıklarını abartılı cümlelerle boğmadan, akıcı bir anlatımla okura sunuyor. Dünya’ya Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nde yaşadıklarının kalıcı bir ifadesi. Babası Japonya’nın Kore’yi işgal ettiği dönemde fabrikalarda çalıştırılmak üzere çocuk yaşta Japonya’ya metazori getirilen Korelilerden. Bu durumda iki milyon dörtyüz bin Koreliden söz ediyor Ishikawa. Ciddi bir rakam. Dram aslında buradan başlıyor. Masaji’nin annesi bir Japon. Ailesinin kabul etmemesine karşın bu tercihi yapmış. Hani derler ya, kader bu andan itibaren ağlarını örmeye başlamış aile ve Masaji için. Kitabı okuduğunuzda yaşananları birebir, canlı, sanki sizmişsiniz gibi yaşayacağınızı söyleyebilirim. Japonya’daki Korelilerin bir sivil toplum kuruluşları var. Yönetimi ideolojik yakınlık nedeniyle Kuzey Kore’ye dönüşü teşvik ediyor.

“Eve döndüğümüzde Teşkilat’tan birkaç pislik, evde dolanıyordu.(……).”
“Sonunda kazandılar. O piçler kazandı. Annem, babamla Kuzey Kore’ye gitmeyi kabul etti. Hayretler içindeyim.”(sf.23)

Bundan sonrasını, dramatik Kuzey Kore serüvenini, yıllar sonra kaçış sürecini “Karanlıkta Bir Nehir”de Masaji Ishikawa’dan okuyacaksınız.

Ayrıca, sizlere SaltOkur’dan çıkan Kapka Kassabova’nın “Sınır” kitabını da öneriyorum. Bu kitabın önemli bir bölümünde benzer yaşanmışlıkları, Doğu Avrupa ve özellikle Balkan sınırlarında Doğu Bloku ülkeleri vatandaşlarının yaşadıklarını göreceksiniz.

İyi okumalar diliyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
zafer saraç
12.01.2021
Karanlıkta Bir Nehir
İnsanın özgürlüğü üzerine günümüze değin çok şey söylenmiştir. Zira 10 Aralık 1948 günü ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi insan özgürlüğünün kutsiyetine uluslararası alanda resmi bir boyut kazandırmasına rağmen, dünyanın her yerinde insan onuru ve haysiyeti acımasızca çiğnenmeye devam etmiştir. İnsanoğlu ilk olarak Kabil’in yaptığı gibi bir diğerine karşı zalimliği doğası gereği mi yapar bilinmez ama insanın insana yaptığı kötülükler, yüzlerce kez sayfalara dökülen acı anılar, hatıralar ve yazınlar zamanla öylesine yürek burkucu bir hal almıştır ki, havasını beraber soluduğumuz bazı canlıların bundan beri kalmasını dilemekten başka çare kalmamıştır. İşte “Karanlıkta Bir Nehir” kendi halinde bir insanın çektiği acıların kaleme alınmasıyla ortaya çıkmış müstesna bir eser…

Kitabın yazarı Masaji Ishikawa’nın annesi Japon, babası ise genlerini atmak isteyeceği kadar Kuzey Korelidir. 1947 yılında Japonya’da dünyaya gelen yazar, kısmen sorunlu bir ailede yaşamasına karşın, 13 yaşındayken, 1960 yılında, babasının Kuzey Kore’ye göç etmesiyle kötünün kötüsünü yaşamaya başlar. 1996 yılında Kuzey Kore’den Japonya’ya kaçan yazarın acı ve ibret dolu efsanevi yaşamı ve maceralı kaçış hikâyesi ise kitabının ana eksenini oluşturur. Hatırat kabilinden otobiyografik özellikler içeren eser, kurguyla izahı mümkün olmayan onlarca öğeyi bünyesinde barındırır.
Öncelikle mevzu bahis olunan -yazarın yaklaşık 36 yılını geçirdiği- Kuzey Kore topraklarının tamamen bir kapalı kutu olduğu söylemek gerekir. Günümüzde dahi dört duvar arasında bir hapishaneyi andıran ülkeye ait izlenimlerin çok kısıtlı olduğu şüphe götürmez bir gerçek… Her zaman karanlıkta olanın merak edileceği malumdur. Ishikawa bu minvalden hareket ederek okuruna karanlık bir ülkenin gerçeklerini göstermeyi amaç edinmiş olmalıdır. Zira Kuzey Kore fotoğraf makinesini alıp turist rehberleriyle gezilecek bir ülke değildir. Uluslararası boyutta vuku bulan kara propagandanın etkisiyle dışarıya cennet olarak tanıtılan ülkenin içinin tam bir muamma olduğunu bilmeyen yoktur.

Yazarın hikâyesi de esasında bilinmeyenden başlar. Ishikawa’nın babası, vadedilen Kuzey Kore topraklarının cennet olduğu safsatasına kapılarak, 1960 yılında ailesi ile beraber Kuzey Kore’ye göç eder. Fakat ilk saniyeden itibaren başlayan ailenin yaşadıklarını yazmaya kelimeler kifayet etmez. Ishikawa iyi bir eğitim almamasına ve yazarlığı aklına getirmeyecek kadar farklı bir konumda bulunmasına karşın mezkûr eserinde adeta bir destan yazar. Eskiler “dert adamı söyletir” derler. Ishikawa’nın yaşadığı acılar açısından derdini ölçmek mümkün olsa; belki de derdine oranla yazdıklarının az olduğu ortaya çıkar. Çünkü Ishikawa insanı yaşadığına pişman edecek dertlere sahiptir. Zira her satırda Ishikawa ismi altında insanlık şerefinin nasıl ezildiğine şahit olmak mümkündür.

Ishikawa olayları kaleme alırken samimi bir dil kullanır. Onun bu tarzı, aldığı eğitim ve yazarlığı meslek haline getirmemesiyle ilintili olabilir. Fakat, aslında olayı başka yönden değerlendirmek gerekir. Ishikawa içinden geldiği gibi yazar. Teferruata pek fazla girmez ve lafı uzatmadan yaşadığı acıyı satırlarına döker. Bunu yaparken dert ortağı ararcasına okuruna sorar: “bu durumda siz ne yapabilirdiniz?” Yazarın bitmek tükenmek bilmeyen bu tarz sorularına yanıt bulmak gerçekten zordur. Zira insan çaresizliğinin zirve noktasını yansıtan bir anlatı, dibini eşeledikçe daha ağır gerçeklerle okurun karşısına çıkar.
Aslında her anlatı umut barındırabilir. Kurgulanan bazı eserlerde korkunç bir dünya tasvir edilirken, okuru diri tutmak adına gizli bir umut, arka planda ne kadar mat görülse de kendisini hissettirir. Fakat Ishikawa’nın kurgu dışı anlatısında bunu bulmak mümkün değildir. Bu da bizi bir gerçeğin kapısına götürür: umut kurgulanabilir ama gerçek bazen umudu barındırmaz. Ishikawa’nın cehennemi andıran gurbeti öylesine zalimdir ki umuda zerre kadar yer bırakmaz. Misal, Ishikawa’nın annesinin ülkesine özlem duyan umutsuz söylevi yürek dağlayıcıdır: “Beni ülkeme bağlayan tek şey gökyüzü (s.80)."
Ishikawa’nın bu kadar ayrıntılı bir şekilde geçmişini afişe edebilmesi ise bunu bir hedef olarak kendine belirlemesinde yatar. Zira, kayıplarının acısını dünyaya duyurmak isteyen bir yazarın sert haykırışları her satırda ben buradayım der. Böylelikle yazar yaşadığı cehennemin sıcaklığını tüm insanlığa duyuracağından emindir. Çünkü yaşam hakkının kutsallığı kadar insanoğlunun gerçeğe ulaşma hakkı da vardır. Her ne kadar baskıyla derdest edilse de, gerçeklerin bir gün ortaya çıkmayacağını kimse garanti edemez. Ishikawa’nın eseri gerçeğin tezahür etmiş hali gibidir.
Ishikawa, gözetim toplumunun dişlileri arasında sıkı bir şekilde ezilmiş olsa da makineleşen bir meta haline gelmeye karşı direnir. Bu yazdıklarına da yansır, rejime karşı çıkan yanları bazen düşünce ekseninde ortaya çıkar. Çevresindeki düşünmekten bigâne insanların, tavırlarını yadırgar. Onun evrensel doğruya ulaşan fikirleri ise esir alınmayacak kadar güçlüdür. Bu doğrultuda Kuzey Kore’de fikriyle, zikriyle ve bedeniyle esir olmuş ama bunun farkında olmayan insanları betimleyerek; propaganda bombardımanı altında kendisini nasıl fikren koruduğunu anlatır.

Eserde, dikkat çeken yanlardan birisi de Kuzey Kore toplumunun siyasi, iktisadi, sosyal, kültürel düzenine ait tespitleri sunmasıdır. Ishikawa, sosyal yaşantıyı gündelik yaşamın en ince ayrıntılarına girerek yansıtır. İdeolojik mekanizmadaki bağnazlığın, nasıl toplumun çürümesine neden olduğunu yazdıklarıyla kanıtlar. Toplum psikolojisindeki çöküş ekseninde, ahlaki yozlaşmanın zirve yaptığı bir düzenin bozuk işleyişi tüm gerçekliğiyle aktarılır. Kuzey Kore tarihine ait dönüm noktalarının halk üzerindeki etkileri çarpıcı şekilde vurgulanır. Bazen duygu temalı balyozunu insanın içini burkacak şekilde indiren Ishikawa, hüznü okuyanın yüreğine bulaştırır. Acının, üzüntünün, öteki olmanın, çaresiz ve umutsuz kalmanın tüm şekillerini içten bir sesle duyuran yazar; adeta daha iyi durumda olup halinden şikâyet edenlere ibret dolu bir bakış atar. İdeolojiler ve fikir sistemleri daha iyi bir dünyayı yaratmak için araçtır. Fakat, bazen fikri bağnazlık en iyi aracı bile zulüm silahı haline getirir. İnsana saygı temelinde yükselmeyen her yapı evvel ahir çökmeye mahkûmdur. Şeyh Edebali’ye atfedilen şu söz işin özüdür aslında: “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (5)
Bu Yorumu Yanıtla
Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Karanlıkta Bir Nehir/Kuzey Kore’den Bir Kaçış Öyküsü
Çeşitli olumsuzluklardan ötürü kendi topraklarını terk edip başka ülkelerde zorluklarla yaşayan, aynı şekilde kendi ülkelerinin resmi dininden başka bir dine mensup olup ayrımcılığa maruz kalan ve kendi dinlerinin özgürce yaşandığı ülkelere gidemeyen çok sayıda insanlar tarihte sıklıkla görüldüler, ilk grup için "dekasegi" örneği verilebilir. I. Dünya Savaşı'yla birlikte Japonya'yı terk edip Brezilya'ya giderek para kazanmaya çalışan Japonlar, kölecilik zihniyetinden kurtulamayan toprak sahipleri yüzünden çok zor zamanlar geçirdiler, özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra üzerlerindeki baskı arttı ve doksanlı yıllara kadar gerek Brezilyalılar, gerek Japonlar tarafından aşağılandıktan sonra ana vatanlarına dönmeye başladılar, daha doğrusu döndükleri zaman Japon toplumuna bir ölçüde "kabul edildiler". "Beta Israel" ikinci gruba giriyor, 1980'lere kadar Etiyopya'daki savaşlardan ve kıtlıktan ötürü büyük sıkıntılar çeken toplululuğun Kayıp On Kabile kökenli olduğu kabul edilir edilmez bu Yahudi topluluk iki büyük operasyonla İsrail'e ulaştırıldı. Günümüzde toplumsal konumları pek parlak olmasa da yaşamlarını Etiyopya'dakinden daha rahat bir şekilde sürdürebiliyor bu topluluk, diğer çoğu yer değiştirme örneğinin aksine. Ülkelerin yönetim şekillerini değiştiren siyasi olaylardan sonra insanlar dini inançtan daha iyi bir ekonomik ortamda yaşama isteğine kadar pek çok sebepten ötürü yıllardır yaşadıkları topraklardan hiç bilmedikleri yerlere doğru umutla dolu yolculuklara çıktılar, etkisi altında kaldıkları propaganda biraz olsun doğruluk payı taşıyorsa beklentilerini düşürüp yaşamlarını sürdürebildiler. Kuzey Kore veya SSCB örneğinde bu tür bir mutlu son yok, çok sayıda devrimcinin yeryüzündeki cenneti bulma hayaliyle gittiği SSCB'de ölümüne çalıştırılmalarıyla uğradıkları hayal kırıklığına pek çok metinde denk gelinebilir, bunun yanında Kuzey Kore'nin baskıcı rejiminden kurtulmak isteyen göçmenlerin yaşadıkları da edebiyatın konusu oldu ama bu konuda Türkçeye aktarılmış metinlerin sayısı pek az. Adam Johnson'ın George Orwell Arkadaşımdı kitabının son öyküsü tam da böyle bir meseleye eğildiği için değerli, Kuzey Kore'den kaçmayı başarabilen iki arkadaşın göçmenlik serüvenleri genel olarak kötü şartlarda yaşam mücadelesini içeriyor, tabii insan her ne kadar kaçıp kurtulmuş olsa da doğduğu coğrafyayı unutamıyor ve özlüyor, bu da mücadeleyi zorlaştıran başka bir etken. I. Munyol'un Değişen Kahramanımız adlı romanının mekânı Güney Kore olsa da askeri hükümetin yarattığı despotizm Kuzey Kore'ninkini aratmadığı için yine bu bağlamda değerlendirilebilir.
SaltOkur Yayınları'ndan çıkan Karanlıkta Bir Nehir, doğup büyüdüğü ülkeden göç ederek başka bir ülkenin demir pençesi içinde hayatta kalmaya çalışan bireyin yaşadığı cehennemi anlatan iyi bir metin. Yazarı Masaji Ishikawa 1947 doğumlu, II. Dünya Savaşı'nın ardından yerle bir olan Japonya'nın en karanlık zamanlarından birinde hayata geliyor, şu aralığa Japonya'nın bu karanlık ortamında geçen Tokyo Sene Sıfır'ın tavsiyesini sıkıştırayım, neyse, babası Japonya'da yaşayan bir Koreli, annesi Japon. Japonlarla Koreliler arasında uzun zamandır sürmekte olan düşmanlığı ele alırsak —Jared Diamond Tüfek, Mikrop ve Çelik'te bu mevzuyu derinlemesine olmasa da inceliyor— Ishikawa'nın babasının memleketine neden dönmek istediğini anlayabiliriz. Küçük yaşlarda Kore'den kaçırılıp Japonya'ya getirilen baba yakışıklı bir adam, Japon anneyi yakışıklılığıyla etkiliyor ve evleniyorlar, Masaji Ishikawa doğar doğmaz anne tarafının Koreliler hakkındaki "barbar" yakıştırmalarıyla büyüyorsa da çocukluğun büyülü dünyasında bu tür düşüncelere yer yok, onu ilgilendiren şey babasının sadakatsizlikleri ve ailesini umursamaması. Japonya'da Yaşayan Koreliler Teşkilatı'na katılan, bu örgütteki yerini sağlamlaştırmaya çalışıp çeşitli illegal işlere karışan baba, 1949'da örgütün dağıtılmasıyla birlikte zaten zar zor geçinebilmelerini sağlayan maddi gelirden de oluyor, böylece Kuzey Kore'deki harika hayat hakkında söylenenlere kaptırıyor kendini. Anne gördüğü şiddete dayanamayıp evden kaçtıktan sonra eşinin arkadaşlarının araya girmesiyle evine dönüyor ve baba için kesin bir karar alma ânı doğuyor, Kim Il-sung'un açıklamalarıyla birlikte Japonya'dan Kuzey Kore'ye büyük bir göç dalgası başlıyor, çocuklara okullarda yapılan propagandalar genç neslin de beynini yıkıyor ve Korelilerden kurtulmak isteyen Japonlar bu amaçlarına büyük ölçüde ulaşıyorlar, Japonya'dan kalkan gemiler rüya ülkesine doğru yolculuğa çıkıyor. Anne tarafı Ishikawa'nın ailesinin gitmesini istemiyor ama yola çıkmalarına engel olamayınca anneanne kızını evlatlıktan reddetmekten başka çıkar yol bulamıyor. Umuda yolculuk böylece başlıyor, büyük hayallerle ve beklentilerle dolu aileler bilinmeyene doğru giderlerken her şeyin güzel olacağını düşünüyorlar.
Kore topraklarına ayak basar basmaz bu umutlar yavaş yavaş sönmeye başlıyor. Ishikawa'ya "Japon piçi" diyen çocuklar onu aralarına almak istemiyorlar. Eğitim sistemi Kım-Il Sung'a dair propaganda dolu bilgilerin pompalanmasından ibaret, devlet kademelerinde tanıdığı olmayan, rüşvet yedirecek maddi güçten yoksun insanlar için eğitimin sınıf atlamada herhangi bir işlevi yok, çocuklar madenlerde veya pirinç tarlalarında çalıştırılmak üzere eğitiliyorlar. Dağıtılan besin son derece yetersiz, insanlar hırsızlık yapmaktan veya yabani kökleri toplayıp yemekten başka çıkar yol bulamıyorlar. Bu durumda aileler kolaylıkla dağılabiliyor, insanlar başka yerlerde şanslarını denemek istedikleri zaman geride eşlerini ve çocuklarını bırakıp bir gece yarısı tek başlarına yola çıkabiliyorlar. Bu durumda Ishikawa'nın babası kandırıldığını ve bütün şartların Japonya'dakinden çok daha kötü olduğunu anlıyor ama çok geç, geriye dönüş yok. İnsanlar çektikleri sıkıntıları dile getirirken seslerini azıcık yükseltseler bozgunculukla suçlanıp hapse atılıyorlar, idama kadar gidebiliyor ceza sistemi. Herkes kendini kurtarmaya çalışıyor, birlik duygusunu oluşturacak bir ortam yok. Bu koşullar altında yıllarca köle gibi çalışan Ishikawa uygun bir fırsat eline geçtiği zaman geride kalan çocuklarını ve eşini de yanına aldırmak üzere Japonya'ya kaçmak üzere tehlikelerle dolu kaçışını planlıyor, şansının da yardımıyla karanlık bir nehirden, ıssız topraklardan ve daha da önemlisi kendisini Kuzey Kore'ye teslim edecek Çinli askerlerden kurtuluyor. Japon büyükelçiliğindekiler çeşitli diplomatik risklere girerek Ishikawa'yı Japonya'ya ulaştırıyorlar ama dertler bununla da bitmiyor, Ishikawa Japonya'ya geri dönmüş bir Kuzey Koreli, yaşlı bir adam olarak çalışacak iş bulamıyor, ailesini geri getirmek için yapabileceği hiçbir şey yok. Japon bürokratlar kendisine ilgi göstermiyor, canını kurtarmakla yetinmesini söylüyorlar adeta. Japonya'ya varmasından yıllar sonra oğlundan bir mektup alıyor ve eşinin öldüğünü öğreniyor, oğluyla torunlarını Japonya'ya getirmek için elinden geleni yapsa da başarılı olamıyor ve bir süre sonra mektupların arkası kesilince yaşayıp yaşamadıklarından emin olamıyor, yaşadıklarını umut etmekten başka elinde hiçbir şey olmadığını söyleyerek metni sona erdiriyor.
1950'lerden 2000'lere kadar yaşananları tek bir bakış açısıyla görüyoruz, Ishikawa hiçbir ideolojinin böylesi büyük acılara sebep olmaması gerektiğini sadelikle anlatıyor. İnsanoğlu daha insanca şartlar altında yaşamak için dünyayı binlerce yıldır dört dönüyor, Ishikawa'nın hikâyesi bu yolculukların günümüzde varabileceği korkunç noktaları görebilmek için iyi bir kaynak.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
MELİKE
23.04.2024
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Hep merak edilen o gizli yer: Kuzey Kore... Sürükleyici ve bir o kadar merakımıza merhem olan bir kitap..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
zülfiye67
09.10.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Çok uzun zamandır beni bu denli derinden etkileyen bir kitap okumamıştım elimden bırakamadım gerçek bir hayat öyküsü olduğuna inanmak istemiyor insan okumayı seven arkadaşlara şiddetle tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
kayıp sufi
30.05.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kuzey Kore içine girilince kaçmak isteyeceğiniz ülkelerin başında gelir.Kaçış öyküsünü merak ettiğim için aldım...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
KY-3145742
26.05.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
kitabı çok uzun bir süre önce alışveriş listeme eklemişim bu tür kitapları seviyorum
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
hüdayinabit
18.11.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Totaliter rejimlerin insanları soktuğu karanlığı gösteren
ve özgürlüğün kıymetini anlamlı kılan bir eser.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Cem Orhan
08.09.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kuzey Kore'den kaçış üzerine İngilizcede pek çok metin var. Hatta bir yazım geleneği halini almış bir tür, bir janr bu neredeyse. Türkçede bu tarzda anı eseri olarak tek metin sanırım Ishikawa'nın eseri.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
defne2112
29.08.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Okudukça insan kendini paranoyak hissetmeye başlıyor
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Erdal Kaplan
22.07.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
şimdi böylesi bir kitabı okumasa insan kuzey korenin ihtişamlı bir ülke olduğunu sanan insan insanlar gerçeği nasıl anlayacak..tarihsel bir belge niteliğinde gibi..kuzey koreyi ve sefaleti yaşadığı hayatla diğer yaşayanların hayatı ile bize anlatıyor.ve ülkesini güney kore ve japonyanın zenginliği ile kıyaslıyor..sistem farlılıklarını da iyi kurgulamış..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Cengiz Zeybek
23.02.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Açlıkla mücadele...Aç olarak ailenin yanında ölmek mi ? Aileni arkada bırakıp (getirteceğim umuduyla) ailenden uzakta (Japonya'da) ölmek mi? Ne kadar zor bir karar...Çok üzüldüm bu kitabı okurken
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
yasonunkitabhanesi
17.02.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kuzey Kore'yle ilgili bu aralar epey okuma yapıyorum. Gerçek hikaye olması sebebiyle anlatılanlar beni çok etkiledi. Vadedilmiş topraklar kelimesinin hafızada yarattığı güzelliğin tam tersi olması çok üzücü.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
.. ? ¿
02.02.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan . tek kelimeyle muhteşem. tanıdığım bir sürü kişiye tavsiye ettim . kesinlikle okumalısınız
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ACARZU
07.07.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
zalim , özgürlikten uzak , despot bir yönetimden kaçış hikayesi, bu kitabı okuduğumda tek düşüncem ülkemizin cennet olması, ne kadar şükür etsek az. Baba k koreli, anne jağon olan ve sekiz kişilik bir ailenin başarı dolu hiakyesi, çalışmaktan başka çaresi olmayan oğulun koreden kaçmayı başarması. her ne şartlarda olursa olsun güçlü bir aile bağına sahip olması dikkat çeken yönü olup eseri okumayı öneririm.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
gasrayy
02.06.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kuzey Kore'nin makyajlı hallerini, içeriden bakarak tüm yozlaşmaları, fakirliği ifşa eden bir kitap. Yazarı bir edebiyatçı olmamasına karşın sürükleyici bir anlatımı var.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
seyasen
23.04.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
KORE VE JAPONYA ARASINDA SIKIŞIP KALMIŞBİR YAŞAMIN FERYAD-I FİGANI BİR ROMAN. BİYOĞRAFİ TARZINDA GÜZEL ANLATILMIŞ. YALIN BİR DİLİ VAR.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
oku_-_yorum
25.03.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Çok bepenerek okudum. Okunabilir bir kitap
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Burak O.
11.01.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
ilgi çekici bir konusu var. farklılık arayanlara tavsiye edilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
nuriozdil
08.01.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
İnsanı aldatan yine insan! Acılarla,aldatılmışlıklarla dolu hayatın sonunda insan sevdiklerinden bile vazgeçebiliyormuş...Okunmasını tavsiye ediyorum...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Tuğçe nur Akçalı Sezek
04.01.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Vadedilen topraklar(!) Büyük bir beklentiyle gittikleri , rahata ereceklerini düşündükleri ülkeye sığamamaları... Ağlamamak için kendimi zor tuttum okurken.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
dadaş yurdu
27.12.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Vatan toprağının ne denli kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Keşke yeryüzünde hiçbir insan bu acıları yaşamasa.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Nuran Özkan
18.11.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Büyük bir beklentiyle başlıyorum kitaba, umarım kendimi hayal kırıklığına uğratmam.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
eylulemsal
12.08.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
gerçekten o dönemi anlatan güzel bir roman tavsiyedir
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Birnur Uğurlu
23.06.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
merak edip aldım, gayet güzel
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
snmaltndg
15.06.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
yazarın dili sade ve akıcı okuduğumuz kısım ise hayatının bir bölümü olması nedeni ile çok sarsıcı kesinlikle tavsiye ederim
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
meşe34
08.06.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kuzey Kore'den kacan birisinin gercek hayat hikayesi.Cok akici,insanca olmayan bir hayatin oykusu.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ebru12356789
27.05.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Asya'daki farklı dengeleri merak edenlere... çok sürükleyici, iç burkan bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
eczelo
24.05.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Çok akıcı ve merak uyandırıcı şaşkınlıkla okudum
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
neslihan yıldız
06.05.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kuzey Kore'de ne oluyor diye düşünen herkesin çok ilgisini çekecek bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
KY-3880002
17.04.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kuzey Kore'yle ilgili okunabilecek akıcı kitaplardan biri. Hem hacminin küçük olması, hem yazarın dili okuma alışkanlığı olmayacak kişilere önerilebilecek bir kitap. Tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
sevda234
08.04.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
bu kitabı beğenenlere yine kuzey korediktatörlüğünü anlatan şu kitapları da tavsiye ederim;
-kıskanılacak bir şey yok
-yedi isimli kız
-yaşamak için
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Melike Yalçınn
28.03.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
diktatörlük ve baskı rejiminin acımasızlığı o kadar duru bir dille anlatılmış ki insan vatanının kıymetini daha iyi anlıyor.çok çok güzel bir kitap.çok etkilendim.çünkü hepsi gerçek
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Mehmet DEMİR
18.02.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kesinlikle okunması gereken bir kitap yoksulluk , sefalet ve çaresizlik ancak bu kadar yalın ve dokunaklı anlatılır. Hani insan diyor ya: Demir olsam çürürdüm, topraktım da dayandım.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
c/
18.02.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
çok tavsitye edilen bir kitaptı, benzer bir konu the Net adındaki filmde işlenmişti, o film de çok çarpıcıdır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Mslm_Klc
22.12.2022
Kitap, bir ülkeden kaçışın hikayesi gibi görünse de aslında giyotinin altından kaçma çalışmasıdır. Ne yaparsa yapsın olumlu bir hayat standardını oluşturamayan ve aksine yaptıkları karşılıksız bırakılan bir hayatın kıskacından kaçma hikayesi. Fakat kurtuluşta da umduğunu bulamayınca yaşamanın kendisine yük olduğu bir yazar var karşımızda. Yer yer içiniz burkacak ve yer yer daha kötü hisler yaşayacağınız bir eser. Çeviri dili oldukça akıcı ve rahat okuma fırsatı sunuyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
gecesra
01.08.2020
Bizim okurken dehşete düştüğümüz olayları insanlar bire bir yasamış. Mutlaka okuyun bu kitabı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
m2yv
15.04.2020
Önce hanedanlığın sonrasında Japonya'nın sömürdüğü ve bir köle gibi insanları toplayıp çalıştırdığı en nihayetinde Güney-Kuzey savaşı ve ardından gelen direktörlük rejimi altında yaşayan insanlar için düşünce özgürlüğü, insanca yaşam hakkı, bir nebze liberalizm, sistemi sorgulamak gibi kavramlar öylesi uzaktadır ki dünyanın geri kalanında hayat nasıldır diye düşünmek dahi akıllarına gelmiyordu belki de... Kuzey Kore'nin sınırları arkasında yaşanan gerçek bir dram bu.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla