İstanbul'un o çok kendine özgü günlerinin arkafonunda yeraldığı masum ve bir o kadar da içtenlikle işlenmiş bir öykü. O günlerin İstanbul'unun gelenekleri, görenekleri, halkın olayları algılama biçimi, o meşhur -belkide efsanevi demeli- İstanbul terbiyesinin yaşamın her kesitinde nasıl da insanların vazgeçilmez ortak paydaları olduğunu görmek, günümüz ortamında özlemini duyduğumuz bir çok şeyin aslında buralardan çoktan gelip geçtiğini hetırlatıyor insana. Nezaket, komşuluk, dürüstlük, onur gibi artık giderek daha az rastlanan değerlerin o günlerde nasıl insanların hayatları ile bir bütün olduğunu gösteriyor yazar. Ahşap evlerin kokusunu, arnavut kaldırımı sokakların tıkırtısını, tulumbacıların şamatasını duyabileceksiniz bu sayfalarda. Toplumsal boyutta sıcak bir ait olma duygusunun ne demek olduğunu anlayacak ve o günlerde yaşıyor olmayı isteyeceksiniz.