Türkistan coğrafyasında asırlarca süren köleliğin anlatıldığı eserde, müellifin oldukça zengin kaynakçalardan faydalandığı görülmektedir. Batılıların anlattığından farklı olarak kaleme alınan eserde, köleleştirmenin faktörleri irdelenirken, aslında buradaki köleleştirmenin Batı’dakinden ayrıştığına da dikkat çekilmiştir. Her ne kadar Sünni Türkmenlerin İran coğrafyasından esir ettikleri Şii mezhebinden köleler çoğunlukta olsa da, bir şekilde İslâm hukuku üzerinden bu düzen devam ettirilmiştir. Aralarında Ruslar ile Lehlilerinde yer aldığı köleler kimi zaman bürokraside yerler de edinmiştir. Hive ve Buhara’da köleler ile sahipleri arasında yaşanılanların nakledildiği eserde kölenin yeri geldiğinde sahibinden şikayetçi olmak için Kadı’ya da gittiği de zikredilmiştir. 19.yüzyılın son yıllarına kadar süren bu sistem Rusların işgal nedenlerinden biri olmuştur. Zira bölge bir yandan İngiliz-Rus kapışmasının merkezidir ve Rusya’ya orada ne işi olduğu sorulmuştur. Eser alanında ilktir.