Yazarın düşünmeyi felsefe ve tarih üzerinden mükemmel yorumlaması dikkat çekiyor. Düşünceye yönelik tarihte isimleri geçen ayrım yapmadan yer vermesi ve muazzam şekilde harmanlaması diğer yandan konuya yabancı okurun dahi anlayabileceği şekilde ifadeler kullanması, yazarı, bu yönüyle de başarılı kıldığını söyleyebiliriz.
“Düşünmek ve Hikmet” merkezli çalışmada antik Yunanlardan örnekler sunularak o döneme dair bulgulara yer verilmesi, eseri mühim kılan noktalardan biri haline getirdiğini söyleyebiliriz.
Son iki yüz yıldır sorulamayan sorulara dikkat çeken yazar, antik Yunanların bugünkü manayla seküler olmadığını, şehir devletleri vatandaşlarının, o şehrin yöneticilerinin, diğer bakımdan din adamlarının koydukları yasalara uyduğuna vurgu yaparken, vatandaşların bir şekilde yaşadıkları devletin dinine tabi olmak zorunda kaldıklarını vurguluyor.
Büyük düşünürleri tilki ile kirpilere benzeten yazar, Müslüman düşünürlerin tarih ile ibret kelimelerini birlikte kullandıklarının altını çizerken düşünceyle ilgili fakat manası unutulan “ibret” ile “itibar” kelimelerini okurlara hatırlatıyor.
Benzerlerinden farklı teknik izlendiği fark edilen eser, oldukça başarılı ve en başta da dediğimiz gibi konuya yabancı okurun kolaylıkla anlayabileceği bir üsluptadır.
Genel olarak da okurunu Doğu ve Batı ekseninde tefekküre davet ettiğini de söylemek mümkün.