Moğol saldırılarının bölgeye düzenledikleri akınlar demografik yapıyı değiştirirken ardından birkaç asır sonra yine bölgede Rus hâkimiyetinin başlamasıyla Başkurt sahasında, yani İdil-Ural yöresinde demografik yapı daha bir karışık gelmiş ve bunun çözülmesi ise onlarca yıl sürmüştür. Burada çözülmesi diyoruz ki bunu da söz konusu bu eserde öyle gördüğümüz içindir. Stalin sonrası telif edilen eser muhteviyatı bakımından kıymetlidir. Bu arada Stalin döneminde bu tür eserlerin yahut çalışmaların yapay olduğunu da hatırlamakta fayda var. Çalışma, Başkurt ve Macar soylarının aynı soydan olup olmadığının analiziyle başlamaktadır.
Dominiken rahiplerinin Macaristan’dan bölgeye gelip atalarını arayışlarına yer verilirken, İdil-Ural sahasında 13. yüzyılda Macarca konuşan bir topluluktan bahsedilmiştir. 9. yüzyılın başlarında Macarların, İdil-Ural’dan Macaristan’a nasıl gittiği de zikredilirken bu sahada yaşayanların atalarının, nereden geldikleri ile nereye gittikleri de çeşitli belgelerle anlatılma yoluna gidilen eserde Moğol ve Rus tesiri de kaleme alınmıştır.
Müellif Başkurtların çeşitli gruplara ayrıldığından bahisle halkın sosyolojik ve kültürel özelliklerini de incelemiştir. Belgeler çeşitli kroniklerin yanı sıra Arap coğrafyacıların ve Kaşgarlı Mahmut’un bölgeyle ilgili tespitlerini de kapsamaktadır. 1950’li yılların ortalarından itibaren çeyrek asra yakın bir zaman diliminde yapılan çalışma sonrası telif edilen bu eserde bölgedeki Türklere “Tatar” denmesinin yanlış olduğu da vurgulanmıştır.
İdil-Ural sahasının asıl sahipleri Türklerin yüzyıllar boyunca nasıl bir dönüşüme uğradığına okuyucunun şaşırıp kalacağını öngörmekteyiz. Bununla beraber çalışmada adı geçen kimi topluluklar ise şöyle: Alanlar, Sarmatlar, Hunlar, Fin, Ugor, Kıpçak, Moğol. Bu arada ünlü tarihçi Heredot’un bölgedeki Türkleri tarif etmesi de çalışmada yer bulmuştur.
Kıpçak etkisinin de anlatılmaya çalışıldığı bu eser konuya yabancı okura ilk başta sıkıcı gelebilir. Çalışmanın giriş bölümü tamamıyla ve sindire sindire okunduğunda geriye kalan metinler su niyetine içilebilir.
Bölgeyle alakalı kimi galat-ı meşhurları önleme adına olsun, tarih meraklılarına, tarih öğrencilerine faydalı olacağı kanaatindeyiz.