Paralı ordu kurarak basamakları tırmanmaya başlar. Taşradan çıkan ve soylu bir Romalı olma adına şaşılası azim gösteren Pompeius, önce babasından miras kalan “zimmet” davasından kendisini aklatır. Bunu da davaya bakan yargıcın kızıyla evlenerek çözmüştür. Savaştaki başarılarıyla, hızlı hareket etmesiyle ve zekasıyla nam salan Pompeius Akdeniz’de korsanları dize getirirken Asya’nın (Anadolu) da fatihi olmuştur. Mısır’dan Ağrı dağına Roma’dan Karadeniz’e şehirler kurmasıyla da bilinen bu komutan en tepede olmak uğruna birçok evlilikte yapar. Roma’nın soylu ve siyaset çevresinde, taşradan geldiğinden dolayı hiç sevilmez. Onlara göre, O, bir kabadayıdır. Sezar ile birlikte hareket etse de, iki numaraya yükselince işler değişir. Kendisini “Büyük İskender” olarak da görmeye çalışan ve bir şekilde devamlı dikkatleri üzerine çekmesini de bilen Pompeius hazin bir şekilde katledilir. Ölümünden 100 yıl sonra bile büstü yapılan, aynı zamanda Roma’nın son cumhuriyet döneminin en ünlü komutanıdır.