Suç ve Ceza Hakkındaki Yorumlar

İlk olarak suç olgusu üzerinde yoğunlaşan ve Bir suçlunun yaşadığı iç hesaplaşmaların , içine düştüğü pisikolojik durumun normal bir insanı nasıl bir ruh haline götürdüğünü çok etkili bir şekilde anlatıyor. Bunun yanında insanların ikiyüzlülüklerini ve çıkarları için neler yapabileceklerini diğer karakterler üzerinde anlatarak Toplumdaki suç olgusunu iyi ve kötüyü yargılıyor kitabın tamamında. Okuyucu olarak yazarın ortaya koyduğu felsefi durum içerisinde kimin ne kadar suçlu olduğunu hatta büyük komutanların birer şuçlu olup ılmadığını yargılarken bulutyorsunuz kendinizi.
Asla yabana atılmaması gereken ve mutlaka okunması gereken bu başyapıtı şiddetle tavsiye ediyorum.
NOT: Bu kitabı alacaksanız 928 sf.lik bu kitap yerine 700-750 sf.lik başka bir yayın evinden çıkan kitabı tavsiye edeceğim arada fazlaca uzatılmıs bir iki konunun çıkması kitabın ana fikrinden değer kaybettirmiyecektir.Ayrıca çok fazla harf hatası yapılmıs.
İyi okumalar.

en başta suç üzerine yoğunlaşan bu eser,daha sonraları insanın iç dünyasıylada ilgileniyor..ve kitabın mükemmelliği burda meydana çıkıyor.kitap tek kelimeyle harika ve zaten adı üstünde dünya klasiği.mutlaka okuyun.okumayanlar çok şey kaçırmış demektir

Dostoyevski'nin ustalık eseri diyebileceğimiz bir kitap.Görünürdeki hikaye yoksul bir gencin borçlu olduğu bir kadını öldürmesi.Kitabın derinine indiğinizde ise felsefik bir tartışmayla yüzyüze kalıyorsunuz.Kitapta özellikle üzerinde durulan konu: Halk tarafından benimsenmiş kahramanların işlediği cinayet olmuyor hatta mükafatlandırılıyorlar ama sıradan bir insanın suç işlemesi asla kabul görmüyor.Dostoyevski kitap içinde sık sık sıradan olanın ve sıradan olmayanın tanımlarını yaparak bizi de olay üzerinde detaylıca düşünmeye sevk ediyor.Yazar suçu irdeliyor ve suçun kişisel bir ahlak probleminden çok toplumun belli değer yargılarının çiğnenmesi şeklinde ortaya çıktığını savunuyor.Aynı zamanda Raskolnikov'un yaptığı yardımları da kitabın merkezine taşıyarak salt iyi ya da salt kötü insanların olamayacağını vurgulamaya çalışıyor.Gerçekten derin felsefesini çözmek için birden fazla okunması gereken bir kitap.

Bu ikinci okuyuşum oldu.Okudukça daha da anlaşılır bir hal alan bu kitap dünya klasikleri arasında teşkil ettiği yeri en çok hak eden eser bence.

Betimlemelere önem vermeyen bir yazardı Dostoyevski.Bu yüzden gerekli gereksiz hiçbir sıkıcı betimleme ve yorucu tasvirlere raslamayışım, kitabı okurken içimde en küçük bir sıkıntı hissinin uyanmamasına sebep oldu.Dostoyevski, Raskolnikov'un ruhunu büyük bir ustalıkla çözümlerken aslında o karakteriyle hepimizin soyut tarafını adeta görmüş gibidir.Demek istediğim şudur ki, hangimiz Raskolnikov'da bir parça kendimizi bulmadık?Öfkemizden kudurduğumuz, bunu dışarıya yansıtmak istediğimiz, az da olsa çevremize bu öfkenin etkisiyle zarar vermek istediğimiz anlar hiç mi olmadı?Tüm hayatımız boyunca nefret ettiğiniz bir kişiden kurtulmak hiç mi aklımızın ucundan geçmedi?(Tabi kitaptaki gibi canice değil.)Adaletsizlikler içerisinde yaşadığımız şu dünyada, hiç mi bu büyük sorunları kendi başımıza çözmeye çalışmadık?Hiç mi başkaldırmadık?Ve...Hiç mi aşık olmadık?..

Bu kitabı herkes okuyup gerekli dersi çıkarmalı...

Raskolnikov'un umutları, umutsuzlukları, inancı, inançsızlığı, hayatı yorumlama yolundaki çabaları ve çelişkileri Dostoyevski'nin anlatımıyla gerçek bir şahesere dönüşüyor.Raskolnikov kim?Raskolnikov BİZİZ aslında.Hepimizden bir parça taşıyor.Duygusallığı, zorbalığı, caniliği, şefkati, cesareti ve korkularıyla.

kitaba kendinizi kaptırdığınız sıralarda Raskolnikov'un teorisiyle karşılaşarak bir ikilemin içine giriyorsunuz ve Dostoyevski'nin o muhteşem anlatımından kaynaklı olarak "bende olsam aynısını yapardım" fikrine kapılıyorsunuz, ancak kitabın büyüsünden sıyrılıp gerçek hayata döndüğünüzde aslında öyle bir cesarete sahip olmadığınızı fark edip, bu duygu çatışmasını edebiyatın büyüsüne bağlıyorsunuz... Gerçek yaşamda o cesarete eremesenizde iç duygunuz artık olaylara bakışını değişik persfektiflerden de yapmaya başlıyor..

Yazarın olgunluk döneminde yazdığı gelmiş geçmiş en iyi klasiklerden biri olan romanı. Suç, adalet ve sınıfsal problemlerin sorgulandığı kitapta vicdan ve özgürlük arayışı üzerine de pek çok şey bulabilirsiniz. Zor bir hayat geçiren pek çok yazarın uyguladığı kahramanın psikolojisi üzerine kurulu yazı tarzı bu kitapta öne çıkıyor. Suç ve Ceza okuyabileceğiniz en güzel kitaplardan bir tanesi.Şu an piyasada pek çok farklı çevirisi bulunan bu kitabı almadan önce bi araştırma yapsanız iyi olur. Bazı çevirilerin pek iyi olmadığı söyleniyor.