ABD büyükelçisi olarak bizzat bulunduğu konumdan kaynaklı olarak kişiler hakkında edinmiş olduğu izlenimleri aktaran yazar yer yer kendi devlet başkanını ön plana çıkaran bir dil kullanmıştır. Lakin bu salt olarak kendi devlet başkanını övmek olarak göz batmamaktadır. Bunun yanında yazar devlet başkanlarının çocukluk yıllarından tutunda ölümlerine kadar, ağaçlara bakış açısından tutun da imara kadar, dine bakış açılarından milli sermayeyi değerlendirmeye kadar, içinde bulundukları çetrefilli durumlarda takındıkları tavırdan verdikleri karara kadar aklınıza gelebilecek her konuda her devlet başkanını kendi anında değerlendirmiş ve izlenimlerini aktarmıştır. Bunu yaparken devlet başkanları ile olan sohbetleri ve aynı ortamda bulunmalarından ötürü elde ettiği deneyimleri son derece yalın bir şekilde bizlere aktarmıştır. En çok dikkatimi çeken husus ise henüz Soyadı Kanunu kabul edilmediği için kitabın neredeyse tamamında Atatürk yerine Kemal diye kitabı kaleme almasıdır.