Yalnız Adam, 35 yaşında, sıradan bir işi olan, günlük 8 saat çaşılmanın altında ezilen biri. Bir gün bir akrabasından miras kalıyor ve adamımız iş hayatından elini eteğini çekiyor. Hayatının daha iyi olacağı inancıyla kendine yeni bir hayat kuruyor. Bir daire satın alarak, mecburi sosyal hayatından da izole olunca düşünceleri ile sarmalanıyor.
Var olmak, mutluluk, yaşamak, rutin hayatın gerektirdiklerini yapmak gibi birçok konuya kafa yoran karakterimiz, Tatar Çölü'nün Drogo' su gibi kendini bekleyişin uyuşuk kollarına bırakıyor.
Arka planda Fransa siyasi hayatı işlenirken, yer yer zaman ve mekan hayal ile gerçeğin arasında bir yerde konumlanıyor.
Tatar Çölü'nü, Aylak Adam'ı, Uyuyan Adam'ı seven; Yalnız Adam'ı da sever. Ben çok severek okudum.