Peri-şan Güzeller Hakkındaki Yorumlar

İskender Pala artık iyiden iyiye başucu olmaya başladı. Herkesin elinde hocanın bir kitabını görmeye başladım. Ne hoş...

iskender pala sözün bittiği kalbin kalem olup konuştuğu yazar.. kalemine bereket üstad..

İSKENDER PALA'NIN HANGİ KİTABINI OKUSAM DA GEÇMİŞTYE BİR YOLCULUK YAPMASAM

divan edebiyatını okumak anlamak o zamanda yaşamış insanların duygu dünyasına bir gezintiye çıkmak ve ne kadar zengin bir dünyaları olduğunu görmek isterseniz perişan gazellerle birlikte bu eseri okuyun derim...

Yine döktürmüş İskender Pala. Divan Edebiyatının zengin içeriği bir yana İskender Zülkareyn, İlyas ve Hızır'ın hikayesi, Zöhre yıldızı efsanesi okunmaya değer. Divan edebiyatının sadece gazel veya şiir olarak nitelendirilemeyeceği, her beyitinin bir bilgi dağarcığı olduğunu göreceksiniz. Teşekkürler sayın Pala.

Kitap 6 gazelin açıklmasından oluşuyor gibi gözükse de aslında her gazelin açıklanması sırasında bir çok beyit de sunulmuş. Klasik Türk Şiiirindeki kelime ve anlam zenginliğini görmek açısından muhteşem bir kitap. Ayrıca geçmiş şairlerin bir şiire çok yönlü anlamlar yüklediğini gördükçe bu kişilere daha bir saygı duyar hale geliyor insan. Söz ustaları (bence söz sihirbazları) sıfatını sonuna kadar nasıl hakettiklerini bu kitapta kolaylıkla görebilirsiniz. Bir gazeli okuduğunuzda elinizde görünen anlam oluyor ancak İskender Pala sayasinde kelimelere yüklenen değişik anlamlarla o gazeli bambaşka bir şekilde okumak da mümkün. Yani şiir görünen anlamı dışında değişik anlmalara da sahip olabiliyor, katman katman yazılmış adeta. Bunu başarmak için yalnız söz ustası olmak yetmez bana göre o kelimelere hükmetmek ve onları istenilen tarafa yöneltme gücü de gerekir. İşte Klasik Türk Şairleri bunu başarmış kişiler. Bu kişilerle bizi bu kadar yakınlaştırdığı için de Sayın İskender Pala'ya sonsuz teşekkürler.

bu adamın bütün eserleri güzel...

divan şairlerinin sevgilileri anlattıkları şiirlerden oluşan bir kitap iskender hoca' nın şerhleriyle de daha çok ilgi çekeiçi olmuş. mutlaka okunmalı.

hocadan kısa bir gösteri daha. divan yolu macerasında Nedim'in sadeliği Fuzuli'nin naifliği, gazel şerhleri ve insanı tebessüme sevk eden anektotlarla dile getirilmiş. üslup zaten sohbet tadında...

Divan Edebiyatını sevdiren güzide insan gerçekten yine mükemmel yorum mükemmel çözümlemeler yine bir solukta bitirebileceğiniz bir kitap...

Sevgili Hocamızın elinden çok değerli bir eser yine...

o güzelim gazelleri, beyitleri açıklarken çok ilginç açıklamalarda da bulunuyor...
Ab-ı Hayat, lale, servi, Osmanlı döneminde taşradan gelenlerin nasıl karşılandığı, peykan, kevser, hz. Yusuf, Harut - Marut gibi daha birçok konu hakkında dikkate değer açıklamaları var...çok güzel bir eser...

Bir lale soğanında sadece bir tek çiçek çıkar, iki çiçek çıkmaz. Bunun için lale vahdeti temsil eder.

Çıkarmak etseler tenden çekip peykanın ol servin
Çıkan olsun dil-i mecruh paykan olmasın ya rab (Fuzuli)

Eskiden birisini düğüne çağırmak için davet edecekleri kişiye mum götürürlermiş. Neden? Günü ve gönlü aydınlık olsun diye. Bir insana ışık hediye ediliyor.

Sevmenin tabakaları muhabbet, aşk ve dert olmak üzere üçtür:
Muhabbet odur ki, mahbubunu görürse memnundur, görmezse kaydında değildir.
Aşk odur ki, mahbubunu görürse memnundur, görmezse mahzundur
Dert odur ki, mahbubunu görürse de görmezse de mahzundur.

yine iskender pala ve yine muhteşem bir şaheser. peri gibi güzellerin güzelliklerini gözler önüne seriyor İskender Pala Abimiz bu kitabında... okumayı herkese tavsiye ediyorum

divan edebiyatı severlere önerebileceğim kitap. tasavvuf, edebiyat ve iskender pala hepsi bir arada.

Divan Edebiyatı'nı sevdiren adam değil mi zaten kesinlikle okumaya değer...

Harikaydı. Hele çocukluğumdan duyduğum üstadların gazellerini görmek beni daha çok duygulandırdı

Çok kıymetli bir kitap okuuun tavsiyedir.

mükemmel bir İskender Pala eseri daha... severek okudum, sizlere de keyifli okumalar...

Ben bu eserle Divan Edebiyatına bir kez daha âşık oldum. Mutlaka okuyun.

Çeşitli şairlerin gazellerinin açıklanması şeklinde geçiyor kitap. Ama o kadar güzel açıklanıyor ki hiç sıkılmadan büyük bir zevkle okunuyor. Beyitlerle ilgili hikayeler, tarihi olaylar felan anlatılıyor. Hatta bir beyit açıklanırken başka beyitlere göndermeler yapılıyor. Ben çok beğendim kitabı, herkese tavsiye ederim.

Kitaptan hoşuma giden bir alıntı :

"Burada yanış can cevheridir. Rişte-i can;bir mum düşünün. Mumun içinde fitil vardır,buna can ipi derler. O iplik, başında bir alev, bir ateş taşır. Ateş,arıtıcı özelliğinden dolayı başta taşınacak kadar kutsaldır. Başında taşıdığı o ateş,o can ipliğini yakar. Can ipliği yanarken mum,onu söndürebilmek için gözyaşı döker. İlginç olan budur ki,ateş ile su birbirini söndürmesi yahut da birbirini yok etmesi gereken şeyler iken, mumda bunun tam tersi olur. Alev suyu çoğaltır,su alevi çoğaltır. Mum yanmaya başlayınca ve ateşi devam ettikçe, mum erimeye başlar. Eridikçe mumum gözyaşları,mumun kenarından akmaya başlar. Aktıkça ayağını gözyaşlarıyla doldurur ve bir an gelir ki mum,bir aşık gibi kendi gözyaşlarında boğulur. Nitekim bir aşık öyle ağlar ki,sonunda kendi gözyaşları içinde kalıp boğulur."

"Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı
Felekler yandı ahımdan muradım şem'i yanmaz mı"

Fuzuli

“Peri-şan Güzeller, peri kızları gibi şan alıp nam vererek, uzunca bir tarih macerasının tam merkezinde, altın işlemeli duvarların arasında yaşamışlardı. Yüzyıllardır o terkedilmiş, o sahipsiz kalmış, hatta dışlanmış mekanları bekleyip durmaları, belki de yeniden kendilerine merhaba diyecek o muhteşem aşıkı beklediklerindendir.
Kitapta yer alan şiirlerde güzeller ve güzellikler yorumlandığı için peri-şan (peri gibi güzel olan şanı pericesine yüksekte bulunan) sıfatıyla andık onları ve adlarına Peri-şan Güzeller dedik. Peri-şan Güzeller, bir görünüp bir kayboluveren peri kızlarının izinde eski bir masalı yeniden yaşamak üzere derlendiler ve şimdi, bir medeniyetin kaybolduğu yerde, size bütün olup biteni yavaş yavaş anlatacaklar. Bu kitabı okurken her dizeden ayrı bir hatıranın tüllendiğini görürseniz nedeni budur...” denmiş kitabın arka kapağında ve bu cümleler gerçekten güzel tanıtmış kitabı.
Bir medeniyetin kaybolmuş hazineleri; güzeller ve güzellikler. İskender Pala Hocamızın o enfes üslubuyla önce konferansta ses olmuş kelimeler uçuşmuş salonda dinleyicilerinin beş duyularına hitap etmiş; sonra da yine gönül ve kelam erbabı Cihan Okuyucu Hocamızın bu bant kayıtlarının çözümü ile yazıya çekilmesini öğrencisi Nurhan Erdem’e bitirme tezi olarak vermesiyle kağıtlara nakşolmuş. Böylece ortaya büyük bir metin çıkmış. Bu metinlerden ise Perî-şan Güzeller ve Perişan Gazeller adıyla iki güzel kitapçık oluşmuş. İşte Perî-şan Güzeller bu iki güzel kitapçıktan birisi.
Peki, Perî-şan Güzeller kimler, hangileri, diye soracak olursanız; kitabın içindekileri şöylece belirtebilirim:
Yoluna Harcadık Bütün Varımız
Bin Güzeller Bulunur Yusuf’a Mânend Amma
Yok Bu Şehr İçre Senin Vasfettiğin Dilber Nedîm
Beni Candan Usandırdı Cefâdan Yâr Usanmaz mı?
Hidayete Erdiren Aşk
Kanadını Aşk Mumuna Yandıran Pervane