Adichie'nin babasını kaybetmesinin ardından yaşadığı yas sürecini anlatıyor kitap. Bölüm bölüm, duygu yoğunluklu sözlerle, o kederi tüm kalpte hissettirerek okutuyor. Deneme türündeki kitaplarda bu sorunsalı genelde yaşıyorum okurken. Nedir bu sorunsal? Kitabın altını çizen birisi olsaydım hemen hemen her sayfada birer pasajı çizerdim mutlaka. Şimdiyse not alarak okudum. En çarpıldığım sözü paylaşmadan edemeyeceğim çünkü çok gerçek, çok acı, böyle tokat gibi bir cümle. Diyor ki, "sevgi, bilinçsizce de olsa kederin size asla dokunmayacağını düşünmek gibi hezeyanlı bir kibrin içine mi sokuyordu insanı?" İş yerinde okumuyor olsaydım, yalnız olsaydım, kalbime tekme yemiş gibi hissettiren bu sorunun akabinde göz yaşlarımı tutamazdım büyük ihtimalle.