Gözlerim ve kalbim bir seyir halindeydi okurken. Şiir okurken şiir keyfiyeti üzerine düşünmek incelikli mesele… Şiir ne demek… Pindaros’a göre sanki bir orkide inceliği var şiirde. Ahmet Oktay, bir denemesinde Delueze/Guattari’nin ifadelerini hatırlatır, “dilin içindeki yabancı dildir şiir” diye; uzaklıkları ve yakınlıklarıyla şiir bir etkinin ülkesi, dilediğin gibi dolaş. Şiirleri okurken, iklimden iklime duru bir hal içinde kırılmaz bir etki hissettim nedense. İnsan’ı kalbinden ve derinden yakalayan, içli ve özenle işlenmiş şiirler… Her bir şiirde, mısrada, kelimede özenli bir çalışmanın akislerini buluyorsunuz. Billurlaşan, adeta mücevherleşen bir kıvam… Fransızlar bu işlenmiş hali, “kristalize olma” ifadesiyle karşılar; bu şiirlerde de bu hal var işte. Girift bir iç örgüsü olan, kuvvetli duygulara sahip şiirler. Kristalize bir zevk… Şiir zevki. Şairin dizelerinde hep bir acı lokma, belki serzeniş… İnsanı ayaklandıran bir hüzün… Ve her şeye rağmen incelikli bir umut…(Sinan Ayhan)