İlahi kaynaklı hakikat tek, bunun dışındaki tüm yorumlar ise beşerî olup insanın fıtratının doğası gereği eksik ve kusurlu olmak durumundadır. Buna göre, menşesi ilahi din olgusu beşerî olan hiçbir ideoloji, mezhep, zümre, cemaat vb.oluşumun tekelinde değildir. Ezelden ebede bu tek hakikatin değişmesi söz konusu değil, bunun yerine her çağın icap ve ihtiyaçları paralelinde ve yeni gelişmeler ışığında tekrar tekrar irdelenip yorumlanması, ihtiyaç ve değişimlere uyarlanması, ilahi mesajın beşer dimağlarındaki hücrelerinin taze kanla beslenip yenilenmesi kaçınılmazdır. Bu noktadaki tüm mücahede tefekkür deryasındaki damlaların yansıttığı veya temsil ettiği söylemlerin kalite kontrolcü yargılamaları yerine sonsuz bilgi ummanına yapıcı, ıslah edici, geliştirici, çözüm üretici, birleştirici katkıları karşılıklı iyi niyetli, hürmetkâr ve hakları gözeten bir çerçevede sunmaya yönelik olmalıdır.