Oteldeki Cinayet Hakkındaki Yorumlar

Suat Sungur 12.04.2005
"Oteldeki Cinayet", Martin Beck dizisinin bütün kalıplarının yerli yerinde kullanıldığı bir roman. Her zamanki gibi bir cinayetle başlıyor hikaye; Stockholm’ün en büyük ve lüks otelinin restoranında, güpegündüz, herkesin gözü önünde bir iş adamına yaklaşan katil silahını ateşleyip öldürüyor adamı. Kimsenin müdahale etmesine fırsat bırakmayan katil ise elinde susturucu takılmış tabancasıyla hiç acele etmeden kaçıp gidiyor. Şimdi sıra Martin Beck ve ekibindedir. O yılların polis tekniklerinin yardımıyla titizlikle ve hiçbir prosedürü ihmal etmeden işe koyulurlar; tanıkların ifadesi alınır, katilin bindiği araba araştırılır, ölenin geçmişi araştırılır, gelen ihbarlar –inandırıcı olmayanlar bile- dikkate alınır. Ama kesin sonuca ulaşabilmek için her zamanki gibi biraz da şansa ihtiyaçları vardır. Elbette bütün bu soruşturma sürecinde gündelik olayları da sürmekte, Martin Beck ve arkadaşlarının özel hayatları da inişli çıkışlı bir grafik izlemektedir. Diğer Beck polisiyelerinde –aslında vasatın üzerindeki bütün çağdaş polisiyelerde- olduğu gibi “Oteldeki Cinayet”de de polisler –İtalyan ve Fransız polisiyelerindeki kadar duygusal ve sevimli olmamakla birlikte- insani boyutlarıyla çıkıyorlar karşımıza.

Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla