Kitap rönesans dönemi ütopyalarına bir örnek, 18. yüzyıldaki zamansal olarak uzak gelecekleri yansıtan ütopyalar veya 20. yüzyıldaki, bilimsel determinizm etkisindeki teknokrat oligarklardan farklı olarak, yazıldığı dönemdeki katı klise baskısı ve hristiyanlık mitleriyle dolu bir kitap.
Hatta kitabın yazarı Campenella, dönemin nispeten özgür bekası osmanlıya iltica etmeye çalışırken, bu farklı düşüncelerinden dolayı engizisyonun elinden kurtulamamıştır.
Kitap Hospitalario ile Cenovalı arasında bir diyalog havasında geçiyor ve cenovalı içinde bulunduğu güneş ülkesi isimli bir ülkeyi bu hospitalit'e anlatıyor.
Şahsi görüşüm, bir sistemin ne kadar dışına çıkılmak istenirse istensin bu imkansızdır, ancak bu çalışmalar sistemi genişletir ve daha büyük bir bakış açısı kazandırır. Bu kitapta bunun güzel örneklerinden, içinde bulunduğu dünyaya farklı bakmaya çalışmanın bir örneği.
Örneğin "Bilgi adını verdikleri tek bir kitapları vardır, bütün bilimleri kıstltılmış bir şekilde bir araya toplamış, harika bir şekilde bastileştirerek özetlemiş bir kitaptır bu. Pythagorasçıların tarzında bu kitabı halka yüksek sesle okurlar", alıntısında klasik bir skolastik yaklaşım yakalanıyor,
veya 7 katlı güneş ülkesinin duvarlarındaki bilimsel ve eğitici resimler açıklanırken de bu skolastik düşüncenin devamı izleniyor ancak bu resimlerle eğitmenin aslında yeni bir bakış olması vurgulanmış. Şimdi iki yaklaşım arasında bir fark bulunmamakla birlikte yeni bir yaklaşım sistemi genişletiyor.
Yine at ve köpekleri islah edip üstün soylar oluşturmak için insanların verdiği mucadelenin, insan soyunun islahı için kullanılması da belki yeni birşey değil ancak içinde bulunulan zaman düşünüldüğünde sistemi genişleten şeyler. Şahsi görüşüm ütopyaların koruları içerdiği yönündedir.
Örneğin kitapta ilgi çekici bir unsur toplumun dünyaya yarı açık olmasıdır. Savaşlar esaret ve ticaret diğer toplumlara açıkken kendi içlerine yabancıları almaları zor şartlara bağlı olan güneş ülkesi insanları belki de ütopyalardaki korkunun bir eseridir. (yani yabancılar kirlidir ve kirletir)
Yine benzer bir örnek, kamusal malların gasp edilip kişilerin bu mallar üzerinde hak iddia etmesi bir bencillik iken, tamamen bir kommunacı zihniyetten kaçınılma sebebi ise kitapta açıkça verildiği gibi "... bir zamanlar Aristoteles'in Platon'a karçı çıkarak iler sürdüğü gibi, kimse çalışmak istemeyecektir, çünkü herkes geçimini, beslenmesini başkasının emeğine bağlamış olacaktır".
Sonuç olarak oldukça zevkli ve akıcı çeviriye sahip bu ütopya günümüzdeki pekçok düşünceye kaynak olması açısından önemli ve okunması gereken bir eser.