"Bu müstebit saltanatı boyunca hareminde cariye kovalarken bu ülke batan gemileri kıskandıracak süratte dibe doğru sürükleniyordu. Onun ilgisizliği, yetersizliği ve uçkuruna düşkünlüğü memleketimizin moskoflar ve frenkler tarafından parça parça edilmesine, vakti zamanının pırıp pırıl gençlerinin yine Sultan'ın vurdumduymazlığı ile cehalete yenik düşmesi, hepsi, hepsi onun merhametsiz yüreği için farkına dahi varılamayacak derecede önemsiz şeyler idi.."
Hey gidi Sultan'ım, sürgününde bile hâlâ seni secdeye kapaklanıp yalvartan; özgürleştirilmiş sarayının cariye halkımıydı, vatanının kan ile ödenmiş gâyeye hizmet topraklarına gelebilecek zevâl mıydı? Karşı çıkışını bile usûlünce yerine getiremeyen bir neslin üyesi olmak can sıksa da başlıca 'kusurun' -yalnızlığın düşmanlarına bitmeyecek yakıt vermiştir. Olsun! Kervan öyle de yürür! Böyle de....