Bilinmeyen bir halk; Yezidiler:
“Yezidin Kızı”, Refik Halit’in Suriye’den dönüşünden bir yıl sonra, 1939 yılında yazılmış. Belki de bu nedenle, öykünün geçtiği mekan olarak Suriye’nin Kuzeyini, Sincar dağlarını seçmiş yazar. Bölgede yaşayan Yezidiler ise, hem kendilerine özgü kültürleri, hem de giderek azalan nüfusları ile, romana ayrı bir renk katıyorlar.
Fransa’da yaşayan bir türk gencinin Suriye’deki atalarından kalma köyleri gezmeye giderken Zeliha denen bir kıza aşık olması, başından geçen olaylar ve sürprizler kitapta anlatılmış.
Karay, psikolojik tahlillere yer vermemekle birlikte, canlandırdığı karakterlerini titiz bir gözlemle aktardığından, bu karakterlerin psikolojisine ilişkin ipuçlarını yakalamak zor değildir. Romandaki insan tiplemeleri olay ve mekan içinde, gündelik dile uygun diyaloglarla konuşup hareket ederken, cinsel istekleri de dahil olmak üzere, bütün insani özellikleri yerli yerindedir.
Genellikle üçüncü tekil kişi ağzından anlatılan bu romanında , klasik anlatım geleneğinin giriş, gelişme, sonuç kuralına sıkı sıkıya bağlı olduğundan, düzgün bir zaman sıralaması izleyen bu metinler hem akıcı, hem de kolay okunur özelliktedir. Bu tarz anlatımdan kaynaklanabilecek en önemli tehlike olan tekdüzeliği ise, öykülerine kattığı merak duygusu uyandıracak motiflerle, ve –bu romanında olduğu gibi- şaşırtıcı sonlarla bertaraf eder.
Edebiyatla, yazmakla ilgilenen herkesin mutlaka okuması ve incelemesi gereken bir yazar Refik Halit Karay. Üstelik, ilk bakışta içerik bakımından eskimiş görünmekle birlikte, geleneksel insan davranışlarını aktardığından, her dönemde keyifle okunabilir bir roman.