Şanslıydı. Ve bu şansını araştırmaktan ve düşünmekten yana kullandı. Zengin bir ailenin çocuğuydu, hayatı boyunca maddî anlamda hiç zorluk çekmedi. Ünlü bir doktor olan babası onun ne olacağını çok düşündü. Doktorluk, hatta din adamlığı bile vardı seçenekler arasında. Ama o en büyük tutkusu olan doğanın izinde yürüdü. Ve Majesteleri’nin inceleme gemisi Beagle’la İngiltere’den yola çıkarak uzak denizlere açıldı. Yaklaşık beş yıl boyunca gezdi, gördü, not aldı, biriktirdi. Döndüğünde zengin bir koleksiyonun, müthiş bir deneyimin sahibiydi. Üstelik bu gezide edindiği bilgiler onu Londra bilim çevrelerinde saygın bir konuma da getirmişti. Fakat kafasında çok daha derin ve ileri düşünceler vardı, şimdiye kadar kabul gören gerçekleri değiştirecek kadar etkili düşünceler. Gördükleri ona, türler arasında bir evrim olduğunu fısıldıyordu, üstelik işin içinde insanoğlu da vardı.