'Ve Ayaklarınızı' Ayeti Hakkında
[Abdestle ilgili ayette geçen] 'Ve ayaklarınızı [ve ercüle- likum]' ayetindeki L harfi,yoruma göre ,li veya le şeklinde okunabilir.Bu farklılık bağlacın yıkanan şeye mi yoksa mesh edilen şeye mi matuf olduğuyla ilgili görüş ayrılığından kaynaklanır.Bu konudaki görüşümüz,harfin[yıkanana atıfla] le şeklinde okunmasının kendisini mesh edilenden çıkarmayacağıdır.Çünkü buradaki bağlaç ,beraberlik ifade eden bağlaç olabilir ve bu tür bağlaç mansuptur.Söz gelişi şöyle dersin:'Kame Zeydun ve Amran'[Zeyd ile birlikte Amr ayağa kalktı].'İsteva el-mau ve'l-haşebete [su ve ahşap eşit oldu].' Ya da 'Ve ma ente ve Kus'a min-serid(Sen ve Kus'a Serid'den değilsiniz)' veya Merirtü bi Zeyd ve Amra (Zeyd ve Amr'a uğradım).Aynı şekilde,'Başlarınızı ve ayaklarınızı mesh edin\yıkayın'69 şeklindeki ifade de böyle yorumlanabilir.
Bağlacın meshe döndüğünü kabul eden kişinin kanıtı daha güçlüdür.Çünkü bu yorumu kabul eden insan,dikkate aldığı kanıtlamada yıkamayı benimseyenle ortaktır.Bu da,Lam'ın fetha[le şeklinde] okunmasıdır.Halbuki Lam'ı kesre okuyan kimse ona ortak değildir.Dostlarımızın bir kısmı ,özeli genele tercih etmişken bir kısmı geneli özele tercih etmiştir.Bunların hepsi genel anlamda böyledir.
[...Buraya kadarki kısım Arabinin gözünde olması gereken fıkhi kısımdır.Bu yazının devamında Arabi biz diyerek tasavvufi çerçevede yorumuna devam etmiştir bulundugu ortamdaki mezhebi görüşe ters hüküm vermekten kaçınmıştır.(Genele karşı çıkmamıştır.)Arabinin Futuhat-ı Mekkiye adlı kitapları incelendiğinde fıkhi konularda hüküm vermekten hep kaçınmış.Konuyla ilgili açıklamayı yaptıktan sonra kendi görüşünü (tasavvufi tabanlı görüşünü) ortaya koymuştur.....]
Bizim görüşümüz farklıdır:Biz, halin hükmüne göre Hak ile beraber yürürüz.O'nun genelleştirdiği yerde genelleştirir,özelleştirdiği yerde özelleştiririz.Herhangi bir hükmü kendiliğimizden çıkartmayız.Yeni[uygulayıcıya ve yolcuya göre değişir] bir hüküm çıkaran insan,nefsinde rablık ihdas etmiş demektir.Nefsinde rablık üreten ise, söz konusu mesele ölçüsünde kullukta eksik kalmıştır.İhdas ettiği mesele kadar kulluğu eksilen bu insana Rabbine dair bilgisi eksilir.Rabbine dair bilgisi eksildiğinde, bu eksiklik ölçüsünde O'nu bilmekten cahil kalır.Mahrum kaldığı bu tecelli nedeniyle alemde veya insanın kendi aleminde bir hüküm ortaya çıkarsa insan onu bilmez.Bu nedenle tavrımız [ tespit ettiği duruma rağmen],yeni [uygulayıcıya ve yolcuya göre değişir] bir hüküm ihdas etmemek oldu.
Litera Yayıncılık, Futuhattı Mekkiye 3,İBN ARABİ 93. Sayfa (NT Mağazalarından İlgili Kitaba Ulaşılabilir)
*69 Maide 5,6
ARABİYİ SEVİYORUM ÇÜNKÜ BENCE GERÇEK BİR KALP TAŞIYOR.GÖRDÜĞÜNÜ BİLDİĞİNİ SÖYLÜYOR.İNANCINI DA BELİRTİYOR.OBJEKTİF BİR DİN ALİMİ...