Başarılı bir milli mücadele eseri diyebilirim. Ancak 666 sayfalık eserde Topal Osman ağanın öldürülerek meclis önünde başı kesilmiş cesedinin asılarak teşhir edilecek kadar Atatürk ile arasının açılması konusu çok yüzeysel anlatılmış. Hâlbuki eseri Giresun’da satın aldığımda bu sorulara cevabı kitapta bulacağımı düşünmüştüm. Kitabın kalınlığı da beni hayli heyecanlandırmıştı. Eser daha çok milli mücadele dönemini anlatarak ön plana çıkıyor. Bu mücadele içinde Topal Osman ağa yeri geldiğinde satırlara işlenmiş. Milli mücadele döneminde özellikle Ermeni ve Pontus Rumlarına karşı devletin olmadığı bir ortamda çetesi ile karşı durmuş Topal Osman ağanın anlaşılması için daha ayrıntılı eserlere ihtiyaç var. Eser kötü demiyorum. Bir kere işlediği konu açısından önemli bir emek verilmiş. Ancak yazar Teoman Aslan’ın eserinde dedesinin de Topal Osman ağanın çetesine mensup olmasından yola çıkarak ifadeler üzerinden duyguları ile hüküm vermeye çalışması hayal kırıklığına uğramama sebep oldu. Cumhuriyet ilan edilmeden önce meclisteki en sert muhalefeti yapan Ali Şükrü Beyin öldürülmesi ve bu cinayetten Topal Osman ağanın sorumlu tutularak bertaraf edilmesi başlı başına incelenmesi gereken bir konudur. Bu eser bunu hakkıyla yapamamış. Yani bu cinayetin amacı; Atatürk’ün Ali Şükrü beyi bertaraf ettirerek muhaliflerin önünü kesip Cumhuriyeti ilan etmesi midir? Yoksa adice işlenmiş bir cinayet midir? Buna cevap bulmuş değilim. Atatürk’e kayıtsız şartsız bağlı olan Topal Osman ağa böyle bir emir alıp sonrada konuşmayarak kendini feda mı etmiştir? Yoksa ona kurulan bir komplo mudur? Buna da cevap bulmuş değilim. Hükümet kararı ile meclis önünde ölüsü teşhir edilen Osman ağa için daha sonra Giresun’un en yüksek tepesinde bir anıt mezar yapılması talimatı neyin nesidir? Bunu da anlamış değilim. Yani klasik, Cumhuriyet döneminin bazı olaylarına üstü örtülü bakan ve okuyucuya aktarılan eserlerden alıntılanarak oluşturulmuş kitapta fazla tatmin olmadım. Ayrıca bir Trabzonlu olarak, yorumum belki duygusallık içeriyor olabilir ama yazarın Türk milliyetçiliğinden ziyade salt Giresun milliyetçiliği yapması da hoşuma gitmeyen diğer bir noktadır. Karadeniz’deki milli mücadeleyi yalnızca Giresun uşakları üzerinden ele alması, hatta Trabzon şehrini bu mücadelede hiç katkısı yokmuş gibi satır aralarında bu şehirdeki muhalif vali ve yöneticiler üzerinden çaktırmadan eleştirmesini de doğru bulmuyorum. “Yahu konu zaten Giresunlu Topal Osman ağa… Tabi Giresun üzerinden anlatacak” şeklinde bana eleştiri getireceklere de 666 sayfalık eseri alıp okumalarını, bu 666 sayfanın ne kadarında Osman ağanın anlatıldığını tespite davet ediyorum.