Ara Güler anlatıyor:
“Fransa’ya gitmek için pasaport alacaktı. (…) Meslek hanesine ‘yok’ yazıldı.
Cağaloğlu Yokuşu’nda önemsiz bakışlı, yakaları her zaman kalkık açık bej pardösülü, uzun boylu, sakin görünüşlü bir adam dolaşırdı…
Sait Faik’i bilirdim, okumuştum, okuyordum ama ben kitaplardaki Sait’i biliyordum, beyaz kağıdın üzerinde kara satırlardaki Sait’i.”
•
Böyle bir adam Sait Faik. Şimdilerde iki satır karalayıp da “Araştırmacı-Yazar” sıfatı arkasına sığınanlar gibi değil elbette.
Burgazadası’nda evi, Beyoğlu’nda kiralığı olan bir rantiye belki de.
•
Ama özlenen. Yazını ve yazının içindeki insanlarıyla özlenen biri o. Samimiyetsiz insan kalabalığından kaçarak insanları anlatan da biri.
Hazır Sait Faik demişken uzun zaman önce satın alıp da hangi kitap kolimin içinde olduğunu hatırlayamadığım şu kitabı da iliştireyim incelemeye:
#k:281494