Bilmem size hiç olmuş mudur?
Bir kitaba başlarsınız,başladığınız kitabın kalburüstü bir kitap olduğunu bilseniz bile ilk sayfalarda onun esareti altına girmeyi beklemezsiniz.Ama bazen,girivermiş halde bulursunuz kendinizi...İşte,bu o kitaplardan biri!
Okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabıydı,ayrıca yazarın da ilk kitabı.Belki saçma gelecek size,okumaya kıyamadığımı söylemeye bile getirebilirim.Kitabın kapağını her kaldırışımda,toprak ayağımın altından kayıyor ve geriye gidiyorum sanki;hem de hiç yaşamamış olduğum günlere!İstiklal Caddesi`nde,Devlet-i Aliye`nin son günlerinde,Dersaadet`i soluyorum adeta.Nasıl betimlemeli ki bu kitabı?Evet evet,buldum:Edebi bir zaman makinesi!
Konu,üslup ve eseri değerlendirirken kriter kabul edebileceğimiz her şey olabilecek en üst seviyede.Her kelimesi,Nobel`ì hak edip etmediğini savunanların yüzüne bir tokat gibi çarpıyor.Bu büyük yazarla aynı ülkede doğmaktan dolayı gururluyum.Yabancı dostlarıma onun kitaplarını vermekten ve onlardan gelen olumlu tepkileri dinlemekten de;bir de,yazarla aynı kurumda yeniyetmelik dönemimi harcamaktan tabi!Mezuniyette,sonunda mezunlarımız arasında bir Nobel ödüllü var diye konuşulmuştu.Sonuna kadar hak ediyor bu ödülü,onu politik olarak yıpratmaya çalışanlara inat!
Onu dünyanın dört bir yanındaki kitapçılarda,farklı dillerde,ama hep kendisine ayrılmış standlarda görmekten dolay çok gururluyum.
Çok dağıldı konu,mutlaka okuyun deyip bağlayalım en iyisi!