E-Dergi

Kesinlikle iddialı isminin altını dolduramayan bir kitap. Kitapta anlatılan bilgiler neredeyse rivayet niteliğinde. Dayanaksız, siyon protokolleri diye varlığı ve doğruluğu tartışılan spekülatif metinlere atıflar var. Bu kadar iddialı bir ismin altını dolduramayan bir kitap. Kitap yahudi oyunlarını sergilemekten öte, bu bahsetmiş olduğum özellikleri sebebiyle tam bir yahudi methiyesi hali arzediyor. Bu konuda yazılmış çok daha iyi kitaplar var. Hacimli de bir kitap, bence zaman kaybı.

Bu kitabı yazan ekip tabii ki, kitapta serdedilen görüşlerin dikkate alınmayacağını biliyor. Savunma Bakanı bile olsanız isminizin başında eski sıfatı varsa, görüşlerinizin reel politik üzerinde yaratacağı etki buna göre belirlenecektir. Son derece harcıalem öneriler, biraz diplomasi, uluslararası ilişkiler bilen herkesin aklından geçen şeyler kitapta öneri olarak dile getirilmiş. İran menşeli iki kişi var kitaba dönüşen raporu hazırlayan ekipte. Amerikan kamuoyuna ya da yönetimine değil de İran halkına ya da yönetimine hitap edilmek isteniyor gibi bir hava sezinledim kitapta.

Bazı kitaplar vardır, okudukça bir türlü sizi içine çekemez, dahil olamazsınız. Ama Knut Hamsun'un bu kitabı daha ilk 10 sayfada müthiş anlatımıyla okuyucuyu esir alıyor diyebilirim.

İstihbaratçılığın ne kadar riskli bir iş olduğunu çok iyi anlatan anekdotları içeriyor bu eser. İstihbaratçılık gizem perdesi arkasına saklanmış, buğulu, esrarengiz, biraz da cazibeli bir alan olarak görülür. Mahir Kaynak bu kitapta aslında istihbaratçılığın kınsız taşınan iki tarafı keskin bir kılıç olduğunu anlatıyor.

Tarih kopukluğu kabul etmez. 600 yıllık bir imparatorluğun yıkılışının ardından yeni bir devlet kuruldu. Çok sancılı bir süreçti şüphesiz. Bu sürecin farklı yorumlarını, farklı kalemlerden okuyoruz. Bir de bu işin, insanların penceresinden nasıl göründüğü ile ilgili taraf var. Bir ulusun trajedisinin, bir bireyin trajedisinde tezahür eden oldukça güçlü bir temsilini okuyoruz Şevket Süreyya Aydemir'den. Bence bu eseri hissederek okuyabilmek için sindire sindire, o devri düşüne düşüne, sakin ve sessiz bir ortamda, sayfalardan hayal gücümüzün perdesine akseden suretlere bakarak okumak gerekir bu kitabı.