Toplam yorum: 3.086.814
Bu ayki yorum: 6.501

E-Dergi

Serap.Bahar Tarafından Yapılan Yorumlar

20.05.2024

İstiyorum ki Agatha Christie'ye ait bütün kitapları okuyayım ve elimde Livaneli ve Zweig ardından bir külliyat daha olsun. Ama seçimimin doğru olmadığından endişe duymaya başladım. Evet, polisiye, akıyor, keyifli falan ama beklediğim heyecan seviyesini ve edebi zevki her zaman alamıyorum yazık ki. Okuduğum son kitabı, Işıklar Sönünce, 9 hikayeden oluşan bir polisiye. Noel Macerası isimli hikayeyi daha önce Noel Kekinin Gizemi kitabında okumuştum. Kalan 8 hikayeyi ise ilk kez okudum. En çok hoşuma giden ve en zekice bulduğum Aktris isimli hikayeydi. Uçurum isimli hikaye ise en gerildiğim hikayeydi ki polisiyede geçer akçedir bu detay, okuyanlar bilir, ama zeka, gerilimi biraz solladı benim için.
13.05.2024

İlk bölümde bir feodal bey olan Nehlüdov'un halkla olan ilişkisini okuyoruz. Nehlüdov, genç, tecrübesiz, sözlük anlamıyla tam olarak naif bir çocuk. Okulu bırakıyor, kariyerinden vazgeçiyor, kendini halka adamaya ve kasabayı, topraklarını ıslah etmeye çabalıyor. Ama yüzyıllık alışkanlıklardan kolay geçilmiyor elbette. İkinci bölüm ise şüphesiz daha çarpıcıydı. Bu noktada Tolstoy'un hikayeciliği karşısında bir saygı duruşuna geçmemiz gerekiyor. Öyle bir kar tasviri yaptı ki, dün, mayısın ortasında sıcacık işyerimde elimde çayım varken üşüttü beni. Bu kadar canlı bir fırtına anlatımı nasıl yapılır hala üşüyorum aklıma geldikçe. Tek nefeste bitecek bir klasik arıyorsanız, hiç düşünmeden edinin.
09.05.2024

Kitap bir ülkede yapılan seçimlerde %83 boş oy kullanılmasıyla başlıyor. Hükümet ve muhalefet yetkilileri bunun organize bir isyan olduğuna kanaat getirip işin elebaşını bulmak için cadı avına çıkarlar. İşte Körlük'e tam bu noktadan bağlanıyor. Körlük karakterleri, Görmek kitabında da arzı endam ediyor. Burada spoiler işine girmek istemiyorum o yüzden kesiyorum. Kitabın dizgisini ve "ne anlatıyor bu kitap" kafasında okunan ilk 100-150 sayfayı (kitabın yarısı) dışarıda bırakırsak aslında çok sağlam bir hikayesi var. Gücü elinde bulunduranların gerçeklerle dilediği gibi oynaması, alabileceği önlemleri tamamen kendilerine yontması, halka karşı sergilenen tiyatrolar falan bana bir yerlerden çok tanıdık geldi ama nereden diye düşünüp duruyorum. Saramago işte bunu yakaladığı için Nobel ödüllü bir yazar. Bunun için o satır başı yapmadığı uzun cümlelerine rağmen okutuyor kendisini.
02.05.2024

Güçlü bir hikaye üzerine oturtulmuş, arafta kalmışlığın kitabı bu. Kitabın bunca başarılı olmasının sebebi bence Maalouf'un kendi hikayesini kitabımızın baş karakteri Adam üzerinden anlattığını düşünüyorum. Lübnan'da doğmuş Hristiyan bir Arap, iç savaştan önce Fransa'ya gidip yaşamaya başlıyor, bir şekilde doğduğu topraklara geliyor ve hayat döngüsünü en başa getiriyor tekrar. Hazır başlamışken konuyu da özetleyeyim. Adam, Paris'te yaşamını sürdürürken bir gece çok eski bir arkadaşından ölüm döşeğinde olduğuna dair bir telefon alır ve o arkadaşına veda etmek için doğduğu ülkeye, Orta Doğu'ya bir seyahat planlar. Bu seyahat yalnızca arkadaşına ve doğduğu topraklara değil, geçmişine de olacaktır. Evet, biraz kitap arkası yazısı gibi oldu ama bence güzel özetledim.
28.04.2024

Bazı kitaplar vardır sanki dünyada o kitabı okumayan son kişi kalmışsınız gibi hissettirir ya, işte Olasılıksız benim için böyle bir kitaptı. Kitabı okumayı geciktirmemin sebebi biraz bilimkurguya göz kırpması sanıyorum. Okurken ise sinema evreni ile edebiyat evreni bir araya geliyor. Aksiyon kitaplarında ekseri böyle olur zaten. Kitabı okurken filmini izler gibi hissedersiniz ama Olasılıksız'da bu bir parça ileri gitmiş, filmi yaşıyorsunuz da aynı zamanda. Konusundan bahsedeyim, David isimli bir karakterimiz var. Kendisi üzerinde bazı deneyler yapılıyor ve geleceği görebildiği fark ediliyor. FBI ajanı olan Nava da kendini kurtarmak için David'in özel durumunu Korelilere anlatıp David'i Korelilere vermeye karar veriyor. Olaylar bu merkezden ilerleyip öyle bir genişliyor ki toparlanana kadar dört yüz küsur sayfayı hüp diye içinize çekiyorsunuz. İstatistik bilimine de sıklıkla göz kırptığı ve ben de iflah olmaz bir matematik aşığı olduğum için, kitabı daha çok sevmiş olabilirim.