E-Dergi

hayatı direnişle, sürgün adalarında, ulusal kurtuluş için askeri cunta yönetimine karşı yazdığı şiirlerle ve zaman zaman vereme tutulup, çeşitli senatoryumlarda yatmakla geçen Yannis Ritsos, 20. yüzyıl'ın en sağlam şairlerinden biri olarak kabul edilmiş ve bu kitabında, ilk önce cevat çapan tarafından yaşamına bir genel bakışı izledikten sonra, şiir yaşantısındaki aşamaları da ufak detaylarıyla birlikte anlayabiliyoruz. pek sık kullandığı teatral biçim ise şiire yeni bir taraftan yaklaşmamızı, şiiri farklı açılardan da algılayabilmemizi sağlıyor. ayrıca son sayfalara doğru karşılaştığım "bir ad müzik ve evrene dönüşünce" adlı şiiri, beni epey duygulandırmıştı.

ilk şikayetler çok fazla yabancı isim olması ve işlerin birbirine karışması oluyor bu kitabı okuyanlarda genellikle. ancak; ben, hikâyenin özünü istekli şekilde okumadım. çükü; hikâye hep yönetici sınıf ailelerindeki kişiler arasında geçiyor. ben sokaktaki adamım, sarayda, köşkte dans eden, birbirine kur yapan kral yakınları beni pek ilgilendirmiyor. onların da tabii, hikâyesi olur ama; koca kitap boyunca herkes mi yönetici arkadaş...

yapılmış olan derleme, kendi içerdikleri konusunda çelişik durumda. hikâyeler tek tek güzel; ancak çeviri konusunda eksiklik olduğunu düşünüyorum. hikâyelerin güzelliğinden; okunacak kitap...

bence gayet güzel saptamalar ve kolay anlaşılır anlatımı olan bir kitap. tartışma meselesinde çok güzel noktalara parmak basılmış, güzel ayırt edilmiş.

Dr. Breuer, Sigmund Freud, Nietzsche ve Lou Salome etrafında dönen, herkesin okuması, şahit olması gereken diyalog çemberleriyle kurulmuş, sakince ve anlayarak, sindire sindire okunulacak müthiş bir kurgu roman. Kişilerin çoğu gerçek ve o çalışmaları yapmış kişiler fakat; olayların çoğu kurmaca olmasına rağmen, gerçek olmasını istettirecek kadar güzel işlenmiş.