Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Selime Kutanis karakaş Tarafından Yapılan Yorumlar

Yıllar önce ilkin rafta görmüştüm.'Kalp, nefs, ruh', bu üç ayrı manayı bir arada görmek beni celbetmişti.İlkin alıp almamakta kararsızdım ama sonunda dayanamayıp almıştım.Şimdi düşünüyorum demek ki kitaplara verilen isimler ne kadar önemli imiş.Belki başka bir isim takılmış olsa idi dikkatimi çekmeyecekti.

Bu kitap benim tasavvuf ile yolculuğumda ilk basamakta yer almaktadır diyebilirim..Hala daha zaman zaman açıp karıştırırım.Anlatılan sade ama son derece derin hikayeler çok etkileyicidir, hedefi tam onikiden yakalar.

Öyle zannediyorum tasavvufi geleneğin çoğu zaman yazılı metinlere girmeyen şifahi mesajları ile bir nebze olsun tanışmak isteyen kimseler için mükemmel bir eser, helede psikolojiye merak varsa biçilmiş kaftan diyebiliriz..
Efendinin hayatını bilenler anlatıyor;
bir gün Ömer Nasuhi Bilmen, uğruyor kendisine; ben senin bu kitabını okudum, okuduğum herşeyi daha önce biliyordum, fakat bu kitabın içine ne koydun ki her sayfasında ağladım, diyor.

Kendim için bu kitabta her anlatılanı biliyordum diyemeyeceğim ama okudukça o kadar hak veriyorsunuz ki bu söze.Hatta bir defasında, çok uykum vardı kitapta elimde, gözlerim gayri ihtiyarı satırlarda kayarken ağlamaya başladım..Allah Allah dedim, az önce uyku akmıyor muydu bu gözlerden..böyle bir kitap.

içerik olarak, Kur'an, hadisler, velilerin hayatları...dine külli bir bakış sunuyor..hayatın tasavvufu diyebiliriz..

Efendi Hazretlerinin ruhu şad olsun..
Sevdiğim bir pasajını paylaşmak isterim;

1950’lerde Ankara’da, İlahiyat Fakültesi’nde dinler tarihi okuturken, öğrencilerime Rudolf Otto’nun mysterium tremendum ile mysterium fascinans arasında yaptığı ayrımı açıklamaya çalışmıştım; çünkü Numen[İlahi] kendisini ürkütücü bir ihtişam ve büyüleyici bir güzellik içinde açığa vurur.Öğrencilerimden birisi hemen ayağa kalkmış ve gururla şöyle söylemişti: ‘Fakat Hocam! Biz Müslümanlar bu ayrımı yüzyıllardır bilmekteyiz.Allah’ın iki görünümü vardır:celal-ihtişam, kudret ve hiddet ve cemal-güzellik, şefkat ve merhamet’.

Yoga kelimesi konusunda önceden çok olumsuz düşünüyordum, bir takım insanların din konusunda zayıflıklarından kaynaklanan bir tür yönelimi olarak görüyordum.Yakın bir arkadaşım uzun zaman yoga ile ilgilendi, dini konularda ilerleyişinin benden çok daha iyi olduğunu gözlemledim.Bu karşı oluşumu biraz frenledi diyebilirim.Demek yoga insanları din dışına çeken birşey değilmiş dedim, ne olduğunu anlamaya çalıştım.Fakat hala yoga yapan insan topluluğunun/topluluklarının, dini mükellefiyetlerini yapmayan ve bir takım nosyonları alamamış olmalarının ortak özellikleri olarak görmeye devam ediyorum.Ama gene de yoganın faydalı olduğunu görmezden gelmiyorum, bunu da belirtmek isterim.

Bu kitap çıktığında aldım, evimizde önce gülünerek karşılansa da çocuklar için çekici hale getirilmiş bir takım hareketler olduğunu, çocukların bunu severek eğlenerek yaptığı görülünce memnuniyet uyandı.Bazı kas gruplarının kontrolu, denge, kendine güven, ufak tefek nefes teknikleri içeriyor.Çocuk yogası büyüklerin yogasından tabi çok daha farklı.

Çocukları ile spor faaliyetleri yapmak isteyenlere önerebilirim.
Öteden beri sembolik, temsili anlatımları severim.Bir insana bir şeyi sembol ile anlatmak ile direk söylemek arasında çok fark vardır.Kitapta şeyh 'bizim yolumuzda birşeyi direk söylemek yoktur' diyor, tasavvufun tümünde olduğu gibi.Allah yolunda seyre başlayan yazar ta ilk günlerinden beri çözdüğü sembolleri anlatıyor esasında...kimi zaman Muhyiddin Şekur, çok azimlidir, kimi zaman yılgın ama o kadar masumdur ki..sanırım kitabı da dilini de çok beğenmemin sebeplerinden biri bu.

İnandıklarımız, düşüncelerimiz, seçimlerimiz bizim yaşamımıza inerler..inerler ve suretlenirler..yada sureti dönüştürürler..ve bizim en eksik bilgimizden biri budur.Sanki içimizdeki ile dışımızda icra olanlar arasında bağıntı yokmuş gibi yaşarız..bu işte aslında imandaki eksikliktir de..bu bağlantıyı kurmaya, anlamaya ihtiyacımız ne kadar derindir..o boşluk ne kadar büyüktür..ve bu bağıntının kendisinin bizzat yokluğundan dolayı ne kadar ızdırap duymaktayız..Muhyiddin Şekur, bunlara bakıyor ve görüyor ki herşeyde bir anlam var..Ve şeyhi hep elinden tutuyor ta ne zamana kadar, kendisi bizzat Allah'ın müridi olana kadar...