E-Dergi

Yazarın, türkçe'deki bütün cümleleri imbikten geçirip damıtarak, konsantre bir hüznü yarım bir gülümsemeyle servis ettiği küçük dev eseri; okuyunuz ve okutunuz.

Drago Jancar hem betimlemeleri, hem üslubu, hem de yarattı karakterlerle karanlık ve dehşetli bir dünyayı gösteriyor bizlere. Yozlaşmış ve ikiyüzlü ayrıca. Aslında tam da bizim çağımızın bir kopyası, insanın olduğu her yer belki de böyle çürümüş, her yerine vebanın pisliği bulaşmış. Johannes Ot da bu dünyanın içinde sürekli yaşamda kalmaya çalışarak bir o yana bir bu yana savrulan, tam da ortalama sıradan bir adam. Derdi bir gün daha fazla yaşamak olan ve bunu da sıklıkla başaran bir adam. Macera ve ortaçağ romanı okumak isteyenler için tercih edilebilir.

Sevgili Arsız Ölüm'den sonra okuduğum 2. Latife Tekin kitabı. ilki gibi pek akıcı değil hatta biraz sıkıcı. Her neyse , kötü kitap demiyorum; ben okurken biraz dişimi sıktım, biraz bunaldım, diyorum.

Murat Gülsoy'un 2013 Notre dame de sion edebiyat ödülünü kazandığı, farklı bir teknikle kaleme alınmış romanıdır. Kitapta orta yaşlarda, mutsuz ve yalnız bir yazarın bilhassa aşkta tutunamayışını kendi içsel yolculuğuna eşlik ederek okuyoruz. gerçek, rüya, kurmaca düzlemlerinde gezinen bu romanda başta, Tanpınar'ın olmak üzere, Oğuz Atay'ın, Nabakov'un, Kafka'nın ve diğer bir çok yazarın eserlerine göndermeler yapılıyor. Kanımca yazarla tanışmak adına iyi bir ilk fırsat.

Sadece bu kitabına bakılarak denilebilir ki Şule Gürbüz, Ahmet Hamdi'nin, Yusuf Atılgan'ın, Sabahattin Ali'nin hatta belki de Oğuz Atay'ın yaşayan ruhlarının birer yansıması. Öykülerin her biri, muhteşem bir iç dünya tasviri, baştan sona hüzünlü, felsefik ve komik ve dahi ironik içsel bir çekişme, hesaplaşma, boşlaşma, hiçleşme. Israrla tavsiye olunur.