Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
harputelazig Tarafından Yapılan Yorumlar
Distopik bir kitap türünde yazılmış harika bir kitap. Distopyalardaki devlet kurumları karanlık, zor, kontrol,baskı ve manipülasyonun yoğun olduğu, tehlikeli ve kasvetlidir. 1984 distopyasındaki mekanlar da karşımıza bu şekilde çıkıyor. Bu eserde zorbalığın hakim olduğu bir dünya anlatılıyor.İnsanlar devlete ve yöneticilere karşı aşırı korku duyuyor, hiç kimsenin özgürlüğü yoktur, ahlaki ve insani duygular yok edilmiştir, düşünme ve düşündüğünü söyleme yasaklanmış, yaşam tüm güzelliklerini yitirmiştir. Ülkede hiç kimsenin güven duygusu kalmamıştır. Winston ve Julia arasındaki ilişkinin gizli olması vb. baskıcı bir devlet yönetiminin anlatıldığı kitapta İnsanlar birbirinin casusudur. Öyle ki bir evlat anne babasına karşı dahi casusluk yapmaktadır.Gerek toplu kullanım alanları gerekse de bireysel kullanım alanları kirlidir, kasvetlidir kusurludur. 1984, bize geçmişi ve bugünü aynı anda gösteren bir ayna ve aslında insanlık tarihinin değişmeyen hakikatlerini anlatan güçlü bir eserdir.
Ahirette 45 gün, yazarın babasının askerdeki bir arkadaşının başına gelen olayı anlatıyor. Malatya'nın Akçadağ ilçesinde bir Jandarma Karakolu'nda yazarın babası İsmail Bulut'un ağzından kaleme alınmış olup arkadaşı Halil Akbaş'ın 45 gün boyunca akşam ezanı ile birlikte ahirete yolculuğunu anlatıyor. Kitabı okuyan kişinin sarsılip uzunca kendini hesaba çekeceği vakitleri oluyor. Kitap ayrıca İkinci Dünya Savaşı Türkiye'sinin sosyolojik ve psikolojik haritasını resmediyor ve aşktan bahsediyo mesela, yokluktan, hüzünden, sevinçten, korkudan. Konusu itibariyle gizemli ve ürpertici olmasından dolayı ilk başlarda bir tırsma oluyor fakat ilerledikçe öyle olmadığı anlaşılıyor. Zira ahirete her gün giden birinin ağzından anlatılıyor her şey. Kitapta tek sevmediğim yanı İlk 90 sayfa yazar hep babasından bahsetmiş sürekli aynı şeyi tekrarlamış bu kısımları okurken e konu ne zaman başlıyacak diyebilirsiniz.Tasvir güzel ve bu kitap benim kendimi sorgulamama sebep oldu zaten yazarın amacı da bu
Yazar yine kendi üslubuyla ve bir çok yazar düşünür ve tasavvuf edebiyatının önde gelen isimlerinin kalıplaşmış kelime ve cümlelerden konuyu açıklamaya çalışmış çeşitli nasihatlardan oluşan kimi yerde insana teselli veren, umutsuzluğa düşmenin zararlarından bahsettiği bir kitap. Yazarın daha önceki kitaplarını okuduysanız bu kitapta da büyük hevesle alıp, fazla bir şeyler beklemeyin çünkü aynı kalıp aynı tarzda yazılmış bir kitap. Tekrarlardan oluşan bir kitap. Tamda yeni nesilin istedigi türden bir anlatimi var. Yüzeysel ve bilinen hayat gerceklerini kendince anlatmış. Bugüne kadar edindiginiz hayat tecrübelerini göreceğiniz ve özellikle genç nesil ve ergenler muhakkak okumalı Bir çok konu kazınmalı beyinlerine.
Öncelikle Sürükleyici bir kitap olması ilgimi fazlasıyla çekti.
Çocukluk dönemi sonrası aileden ve mezhepten ayrılık, Dai’lik hevesi, adanmışlık, bağlılık, mücadele, seydunalık, önce boyun eğme ama sonra boyun eğdirme, karşı çıkma, oğlullarını kendi cellatlarına öldürtme, sultana karşı çıkma ve isyan gibi ilginç olayların hepsinin anlatıldığı bu kitapta dinin belirli topluluklara bağlıkla olacağını düşünen insanların nasıl köle-kul haline geldiklerini anlamak isteyenler mutlaka okumalı. Hasan Sabbah Alamut kalesini kan dökmeden alır ve davası uğruna bir çok kişiyi kendine bağlar ve kendisinin yaptırdığı ardına sahte cennet dediği ve askerlerine burası cennet diye sahte cennette ki hurilere aşık olan kendi askerlerinin akıllarını baştan alması.... Bu kitaptan önce Semerkantı okumalıymışım.
Bakalım️
Kitabın içinde üç farklı kriminal olay ve hikaye var. Ne kurgular orjinal ne de beklenilen heyecanı ve tatmini alabildim. Basit seviyede bir anlatımla kolay tahmin edilebilir olaylarla, katillerin “ben buradayım” der oluşu beni çok şaşırttı.
Ahmet Ümit’in daha önce okuduğum kitaplarındaki güçlü anlatımı ve uslübu bildiğimden bu kitap hâliyle hüsrana uğrattı.
Her şeye rağmen kitabı “aşkla” okumak güzeldi️
Aşk öldürmez, eğitimsiz, bencil, ruhsal olarak gelişmemiş insan öldürür.