Toplam yorum: 3.088.827
Bu ayki yorum: 8.515

E-Dergi

Şural Tarafından Yapılan Yorumlar

19.08.2008

Sanatseverler bilirler. Her yıl Oscar ödül töreninden bir gün önce “Yılın En Kötü Film ve Oyuncularının” değerlendirildiği Razzies (Altın Ahududu) ödülleri açıklanır. Siz her ne kadar çok iddialı ve karamsar bulsanız da, eğer kitap dalında da bu tür bir ödül verseydi, benim oyum banko Yeşil Kiraz’a olurdu. Birinci hamur kâğıda basılmış, fiyatı hayli yüksek eser tam bir “mazruf-zarf” uyuşmazlığında. Kendi pahalı ama konusu ve dili cidden çok ucuz. Asıl şaşkınlığım, devamı niteliğinde “Yeşil Kiraz 2” nin çıkmış olması. Gençlerimizi yetiştirme noktasında eline kalem alan yazarların konu ve içerik noktasında daha hassas, daha ahlaki değerlere saygılı olması gerekir. Tavsiye etmem.
19.08.2008

“Kumral Ada, Mavi Tuna” dan sonra işin açıkçası pek gitmiyor. Hıncal Uluçvari; yediği, içtiği ve gezdiği yerleri kaleme almış, al sana “Şehir Romantiğinin Günlüğü.” İlla günlük okuyacağım ve de bu Uzuner’in eseri olsun diyorsanız… Belki… Ama onun yerine çıkın şöyle temiz havada 2 saat yürüyün, gezin. Sonuçta kendinizi daha iyi hissedersiniz. Tavsiye etmem.
19.08.2008

Simyacı'dan sonra dimağınızdaki o haz ve keyfin devamını bulurum ümidiyle elinize aldığınızda soğuk bir duşa girmiş gibi oluyorsunuz. Karşınıza aşırı zorlama bir senaryo, kurgu ve metin çıkıyor. Şöhreti geç bulan Coelho, -belki de haklı olarak- biraz da biz keyif sürelim babından, Simyacı’nın sağladığı sinerji ile çok değişik sahalarda kitaplar kaleme aldı. “Nasıl olsa ismim yeter!” noktasından bakarak, bence aceleci ve günü kurtarıcı rolüne savundu. Ama yanlış yaptı. Ve karşımıza bu eser gibi niteliksiz ve kişiliksiz eserler çıktı. Kesinlikle tavsiye etmem.
19.08.2008

Yirmi beş yılı aşkın süredir Amerika'da yaşayan yazar, Yavuz Sultan Selim zamanı olaylarını roman tarzında kaleme almış. Tabi insanın aklına hemen Amin Maalouf tadında bir eser gelse de ne yazık ki çok keyifsiz ve tatsız bir eserle karşılaşmanın hayal kırıklığı ilk sayfalardan sizi çepeçevre sarıyor. Dil, üslup ve kurgunun zayıflığı yanında Osmanlı’ya dair pervasız karalamalar da çok can sıkıcı. Örneğin; Osmanlı padişahları hep şehvet ve içki düşkünü olarak lanse ediliyor eserde… Ayrıca tarihi olayların kronolojisinde de bariz yanlışlıklar göze çarpıyor. Tavsiye etmiyorum, etsem de zaten sonunu getiremeyeceğinize inanıyorum.
18.08.2008

Dursun Gürlek,tam bir tarih-kültür duayeni.Kendisini bu işe adamış ve yıllar boyu herkesin kapısını çalmış,notlar almış,eski eserleri-dergileri tek tek bulmuş,incelemiş ve ortaya hoş nükteler,yazılar çıkmış.Aynı tarzda kaleme aldığı diğer iki eseri "Karınca Huzura Varınca" ve "Çınaraltı Kitap Sohbetleri"ni de tavsiye ederim.Kitabı okuyup bitrdiğinizde 60'lı,70'li yıllara ve o yıllarda yaşanan ve yaşayanlara dair pek çok bilgiye sahip oluyosunuz.Belki yazdığı mekan ve şahısları resim ve fotoğraflarla süslese daha da güzel olabilirdi.Yine de,tam bir başvuru kitabı,çay ve kahve sohbetlerinde anlatılacak,aktarılacak pek çok orijinal,latif hikayeciklere-nüktelere sahip.Tavsiye ederim.