E-Dergi

"terör mağdurlarına" ithaf edilmiş olan kitap adından da anlaşılacağı gibi etnik terörü ve bunun üç önemli aktörünü inceliyor. Bu örgütlerin kuruluş süreçleri, yapıları ve değişen şartlara göre tutumları irdeleniyor. Ayrıca kitap örgütleri karşılaştırıyor. Devletin işlevi üzerine durduktan sonra bu tip sorunlara barışçı çözüm yollarına da değiniyor.
Kitabın ikinci baskısına yeni bölümler eklenmiş. Bu baskıda ayrılıkçı terörün uluslararası sistemdeki yeri ve bu zemin üzerinde yürütülen ilişkiler anlatılmış. Son gelişmeler ışığında terör örgütlerinin konumlarını anlatan kitap, askeri yenilgi sonrası PKK'nın izleyebileceği politikaları analiz ediyor. Güncel gelişmeleri iyi izleyenler bu tahminlerin ne kadar isabetli olduğunu anlayacaklardır.

Ayşe Kulin'in diğer kitaplarından biraz farklı bir kitap. Genellikle başkalarının hayat hikayelerini yazan yazar bu kitapta kendi yaşamından kesitler sunuyor. Bu yolculuğu Nazım Hikmet'in şiirleri ile süslüyor, daha doğrusu Nazım'ı keşfedişinin etkileyici hikayesini anlatıyor. Hayatının çeşitli evrelerinde bu şiirlerle çakışan olaylara yer veriyor. Başka bir değişle yaşamından bazı kesitlerin değerlendirmesini Nazım şiirlerinin yardımıyla yapıyor. Yazarın İnsanlarla olan ilişkilerine, evlilik hayatına, aşklarına gelişen bir takım olaylara Nazım'ın dizeleriyle ortak oluyoruz. Farklı br kitap,değişiklik isteyenlere önerilir.

Amerikadayken görmüş ancak İngilizce okumaya cesaret edememiştim. Türkçe'de görünce heyecanlandım. Hazar Türklerinin din değişimini anlatan kitap bazen romandan çok belgesele benziyor. Çok ilginç okumaya değer bir kitap

Korkunç hatta iğrenç denebilecek sahneler anlatılmış kitapta. Zevk alabilmek için başkalarının acılarına ihtiyacı olan sapıklar konu ediliyor. Midesi sağlam olanlar okusun, her an kusabilirsiniz.

Dolly adı verilen bir koyunun bir grup İskoç bilim adamı tarafından klonlanarak kopyalanmasıyla, belki de genetik mühendisliği ilk kez bu kadar yoğun bir biçimde kamuoyunda konuşulmaya ve tartışılmaya başlandı. Ardından DNA'nın sırrının çözülmesi, insan kopyalama hazırlıklarının başlaması gibi genetik teknolojisindeki gelişmeler, bilimkurgu senaryolarının gerçeğe dönüşmesinin ilk aşaması olarak algılandı.
Bu gelişmeler sonunda kamuoyu, kabaca, genetik mühendisliğindeki gelişmeleri destekleyenler ile bilimin bu yönde ilerlemesi hâlinde bir tür doğal felâketin gerçekleşeceğini öngörenler olmak üzere ikiye ayrıldı.
Mae-Wan Ho'nun ''Rüya mı Kâbus mu'' alt başlığıyla yayımlanan ''Genetik Mühendisliği'' isimli kitabı da, biyoloji ya da genetik eğitimi almamış insanlar dâhil geniş kitlelere genetik mühendisliği biyo-teknolojisi bilimi hakkında bilgi vermeyi amaçlıyor. Kitap ile ilgili ilginç bir not da, eserin ilk basımından on sekiz ay sonra İngiltere'de genetik mühendisliğine karşı sıradışı ve sarsıcı bir tepki başgöstermesi ve bu tepkinin dünyanın pek çok bölgesine yayılması. Halka açık tartışmalar, konferanslar ve gösteriler, bilinçlenen toplumun birbirinden farklı kesimlerinin genetik olarak değiştirilmiş her türlü organizmaya karşı çıkması sonucunu doğurdu. Kitap, ''Genetik Mühendisliği Biyo-teknolojisi İçin Küresel Moratoryum - Hayatın Patentlenmesine Hayır'' başlıklı bir ek de içeriyor.