E-Dergi

Charlie, yazılım girişimcisi, işadamı ve oldukça zengin birisidir. Anne Pederson isimli bir bayan Jerry isimli bir kişinin Charlie'nin hazırladığı bir ürün hakkında olumsuz bir rapor diye bildirdiği bir sunum dosyası veriyor. Charlie, bu raporu toplantıda okuyunca raporun altında kendi adını görüyor ve şirket yöneticileri önünde zor duruma düşüyor. Kısa bir süre sonra şirket yöneticileri farklı nedenler öne sürerek Charlie'nin işine son veriyorlar. Evine giden Charlie evde bir zarf buluyor içinde "öldürülecekler listem" adı altında bir kağıt buluyor. Bu kişiler sırasıyla öldürülüyor ama ortada cesetler bulunamıyor. Bütün suç Charlie'ye yıkılmak üzeredir. Charlie, ağabeyi Joe ile onun doktoru Rachel'le birlikte suçluyu arıyorlar. Uzun araştırmalardan sonra cinayetleri Joe'nun işlediğini öğreniyor; ama ona bu cinayetleri Joe'nun epileptik nöbetlerini ses ve müzik kullanarak işleten kişi Charlie'nin intihar eden ama ölmeyen iş ortağı Eddie'dir.

Eserin kahramanı Mebrure annesini küçük yaşta kaybetmiş, babasıyla birlikte yaşayan namusuna düşkün bir kızdır. Mebrure'nin babası İhsan Efendi tuhafiyecilikle uğraşan bir ticaret adamıdır. Bulundukları yer (Bursa)Yunanlılar tarafından işgal edilir. Yunanlılar İhsan Efendi'yi casus diye yakalamak isteyince İhsan Efendi Bursa'dan kaçar. Mebrure de Şişli'de bir köşkte yaşayan uzak akrabalarının yanına sığınır. Köşkün sahibi Nazmiye Hanım oğlu Behiç ve kızı Nevin ile beraber yaşamaktadır. Köşkte yaşam eğlence üzerin kuruludur, bu yaşam tarzı Mebrure'ye hiç uygun değildir. Mebrure'nin bütün amacı babasını bulmaktır. Köşke girip-çıkanlardan biri olan Nadir köşkte yaşayanlar için "sözde kızlar" terimini kullanır ve Mebrure'ye babasını bulmakta yardın edeceğini söyler. Mebrure uzun aramalardan sonra babasını bulur, ikisinin de bütün isteği Anadolu'ya geçmek ve orada yaşamaktır. Bu isteklerini gerçekleştirirken yanlarında genç bir delikanlı vardır:Fahri.

Bihruz Bey bir vezirin oğludur. Babası ölünce annesi ile kendisine oldukça büyük bir miras kalır. Bihruz Bey bu paranın bitmeyeceğini sanarak kendisini gezmelere ve eğlence kaptırır. Çalıştığı yere de çok az uğrar. Başlıca merakları arasında alafranga giyinmek, Fransızca konuşmak ve faytonlara binerek mesire yerlerinde (özellikle Çamlıca'da) dolaşmak vardır. Çamlıca'da gezinirken genç ve güzel bir kadın (Periveş'i) görür. Bu bayanı tekrar görebilmek için Çamlıca'ya gider ama bir daha onu göremez. Arkadaşı Keşfî Bey Periveş'in öldüğü haberini verir. Bihruz Bey yolda gördüğü bir bayanı Periveş'in ablasına benzetir ve ondan Periveş'in mezarını göstermesini ister. Bihruz Bey'in ahmaklığını anlayan Periveş aradığı kadının kendisi olduğunu söyler. Hayalindeki sevgilisinin bir sokak yosması olduğunu ise daha sonra anlayacaktır Bihruz Bey.

Mikaela, çok sevip ilgilendiği atlara bakıp onlarla vakit geçiren kadındır. Bir gün bu atlardan birine (Fişek) binerek gezintiye çıkar; fakat kısa bir süre sonra attan düşer. Kocası Doktor Liam tarafından hastaneye kaldırılan Mikeala'nın durumu çok ciddidir. Günlerce komada kalır. Mikaela'nın annesi Rosa ev işlerinde yardımcı olmak için damadının ve torunları Jacey ile Bret'in yanına gelir. Günler moral bozukluğu içinde geçerken Liam, yoğun bakımda yatmakta olan karısı Mikaela'nın geçmişini öğrenmek ister ve Mikaela'nın özel eşyalarını karıştırırken bir yastığın içinden çıkanlar olayların seyrini değiştirir. Artık, Liam'ı zor günler beklemektedir. Birçok eseri olan Krıstın Hannah'ın ilk kitabını okudum. Eser güzel, akıcı bir anlatım var, eserdeki karakter sayısı da fazla değil. Ben severek ve beğenerek okudum. Tavsiye ederim.

Dilber dokuz yaşında Kafkasya'dan kaçırılarak İstanbul'a getirilir ve kırk liraya bir aileye satılır. Evin hanımı ile zenci halayık Dilber'e iyi davranmazlar. Evin efendisi Dilber'i altmış beş liraya bir esirciye satar. Dilber daha sonra yüz elli liraya Asaf Paşa'nın konağına satılır. Konakta Asaf Paşa'nın oğlu Celal Dilber'e aşık olur. Celal'in annesi oğlunu esir parçası bir kıza uygun görmez ve Dilber'i evden uzaklaştırır. Kaderinde zengin Mısırlının cariyesi olmak vardır Dilber'in. Zengin Mısırlı Dilber'i bir odaya kapatmış ve onu odalık yapmıştır. Harem ağası Cevher Dilber'in içinde bulunuğu duruma üzülür ve onu İstanbul'a götürmeyi düşünür. Dilber'in kapatıldığı odaya dışarıdan bir merdiven dayar ve Dilber'i aşağı indirir, kendisi de inerken merdivenden düşerek ölür. Dilber paniğe kapılır, tekrar esir, odalık olmak istemez. Özgürlüğü seçerek kendisini Nil'in derin sularına bırakır.