E-Dergi

Dostoyevski'nin eserlerinden derlenmiş alıntılardan oluşuyor kitap. Bu alıntılar kitaplarının can alıcı noktaları olsa da kitaplar okunmadan böyle tek başına verildiği zaman değerini kaybettiklerini düşünüyorum.

Asla laf altında kalmayı sevmeyen biri olarak alıp okuduğumda gördüm ki laf altında kalmamaktan çok daha önemli olan şey uzlaşmayı başarmak. Kitap, iletişimde uzlaşmaya yönelik çeşitli pratikler sonuyor. Uygulamak o kadar kolay olmasa da en azından bir başlangıç yolu.

Sevgili peygamberimizin ve onun yaşadığı döneme ait bir çok bilgiye sahip olacağınız bir kitap. Okuduğum yorumlardan anladığım kadarıyla kitaptan farklı beklentileri olanlar hayal kırıklığına uğramış ama kafakarıştırıcı olduğunu düşünmüyorum. Kitap daha çok objektif bir bakış açısıyla yazılırken dönemle ilgili salt bilgi aktarmaya çalışmış ve abartısız sade bir dil kullanılmış. Okunmaya değer, özellikle savaş dönemlerini anlatan kısımlaroldukça etkileyici.

Nihal Yeğinobalı Cumhuriyet'in yeni kurulmaya başladığı dönemlerde geçirmiş olduğu çocukluğuna dair anılarını akıcı bir dille anlatmış. Manisa'nın köy okulu orda yaşanan cumhuriyet coşkusu ve daha sonra İstanbul'daki ortaokul hayatı ve Atatürk'ün ölümünün sebep olduğu üzüntü taraflı bir cumhuriyet çocuğunun ağzından dile getirilmiş.

kitapta toplumun oluşturduğu basmakalıp kurallar arasında sıkışmış yani kabuğunu kıramamış insanların nasıl kabuğunu kırarak kozasından cıkacağına dair çaşitli öneriler ve örnekler mevcut. Okuması eğlenceli oldukca da akıcıdır lakin eleştirilecek bir nokta yazarın insanı bazen irite eden bir yazış tarzı içine girmesidir. yazar kendi içinde okuyucusu ile daha sıcak bir iletişim kurulmaya çalışılmış olsa da doğan cücelolğlu'nun kitaplarınada bulunun lezzet yakalanamamıştır. Buna karşın yine de bir psikolog olarak yazdıkları okunabilir.