E-Dergi

saplantı derecesinde satranç oynayan birisine karşı profesyonel bir satranç ustasının psikolojik savaşına dönüşen bir mücadeleye tanık oluyoruz. şahane kitaplardan.

tarihler ve kişilere takılmadan okuyunca bugün bile birçok şeyin çok değişmediğini söyleyebiliriz. umudu olan, kurtulaşa inanmış, hayatlarını bu uğurda hiçe sayan kahraman insanların mücadelesine karşı ümitsizlik ve korkunun esiri olmuş insanların bencilliğini ve vurdumduymazlığını görüyoruz. okullardaki zorunlu okuma listelerinde mutlaka yer alması gereken bir kitap.

orwell, huxley, le guin vs kim varsa herkesin referans verdiği kitap. bu kadar kişiye ilham verdiğine göre insanları düşünmeye sevk ettiğini söyleyebiliriz. beni de okurken düşüncelere daldırmıştır. filmlerde de çokça işlenen distopik dünya kavramının sağlam temellerini atan kitap olarak özetleyebiliriz.

okuduğum ilk hasan ali toptaş kitabı. başarılı olduğunu söylemeliyim. içimizden birisinin yazdığını her cümlesinde hissettiriyor. sırf bu açıdan bile türk romanı için başlı başına bir umut kaynağı olduğu değerlendirilebilir.

bazıları için godot'yu beklemek çok keyifliyken bazıları için o kadar keyifli olmayabilir. eserin sahne performansıyla birlikte daha anlamlı olabileceğini söyleyenler olacaktır.