E-Dergi

Sovyet Sosyalizmini sıkıcı tarihi olayların girdabına düşmeden roman tadında okumak isteyenler için kesinlikle tavsiye edilebilecek bir eser. Yazarın anlatım gücü ve olay kurgusu romanın sonuna doğru daha bir lezzetli hal alıyor. Devrimin suça ve suçluya bakışı, farklı birey yerine tek bireyin ikame edilişi gibi konulari sorgu ve günlüklerle okuyucuyla paylaşan bir kitap. George Orwell'in 1984 romanı ile çok büyük paralellikler gösterdiği de söylenebilir.

Edebiyat tarihine iki değişik karakter armağan ettiğini kabul ediyorum. Yazarın diğer romanlarını okumadım ama bence fareler ve insanlar fazla abartılmış bir kitap.

hapishane romanları hep ilgi çekici olmuştur. soljenitsin'in guzel anlatımı ile en ağır kış şartlarında hapis cezasını çeken ivan'in bir günlük hikayesi.

Kitabin ulkemizde bu kadar ragbet gorebilmesinin romanin adinin yanlis yonlendirmesine bagliyorum. Bizim yabancisi oldugumuz bir ulkeden ve kulturden bahseden ayrica icinde cok derin kutsal kitap gondermeleri barindiran bu kitabi algilayabilmek cok kolay degil. Anlatilan hikayenin anlasilmayan kisimlarini hayalgucune, ruyaya veya masala havale etmek kitabin meramini iskalamamiza yol acabilir. Yorumlardan anladigim kadariyla zaten kitabin buyuk bir kisminin akibeti mechul gorunuyor, geriye kalan kismindan aklimizda ne kaldiysa ona vurgu yapılmis. Yalnizca uslubu bile yeni bir ufuk acmaya yetecek kadar onemli bir de diger butun ogeleri ile goz onunda bulundurulunca cok guclu bir kitap oldugunu isvec akademisi de zaten tescil etmis.

Öncelikle çok iyi bir çeviri olduğunu söylemek lazım, rahatsız edecek hiçbir şey yok. Romana gelirsek Paris ve Londra arasında gidip gelen acı dolu bir aile hikayesinin dönemin siyasi ve sosyolojik olaylarının etkisiyle şekillenmesi anlatılıyor. Fazlasıyla ipucu ve polisiye öğeler barındırması romantik dramatik anlatımı besliyor.