ivan ilyiç 'in ölümü romanındaki kahramanı ivan ilyic gibi: kalbinin derinliklerinde ölmekte olduğunu biliyordu, fakat bu düşünceye alışık olmamanın yanı sıra onu anlamıyor, anlayamıyordu. kiezewettwer 'in mantığından öğrendiği uslamlama: "caius bir insandır, insanlar ölümlüdür, o halde caius da ölümlüdür."
caius 'a uygulandığında hep doğru gibi görünüyordu, ama kendisine uygulandığında kesinlikle öyle görünmüyordu. caius'un -genel bir adam- ölümlü olması tamamen doğruydu, ama o caius değildi, genel bir insan değildi o, diğerlerinden oldukça, oldukça ayrı bir yaratık.
o bir zamanlar küçük vanya olmuştu, annesi, babası mitya ve volodya ile, oyuncakları, arabacısı ve dadısı ve daha sonra da katenka 'yla, çocukluğu, delikanlılığın ve gençliğin bütün o neşeleri, üzüntüleri ve keyiflerini yaşamıştı.
caius, vanya'nın çok sevdiği çizgili deri topun kokusu hakkında ne bilirdi ki? caius annesinin elini öyle öpmüş müydü hiç, elbisesinin ipeği onun için de böyle hışırdamış mıydı? okuldaki pasta kötü olunca o da kendisi gibi isyan çıkarmış mıydı? caius öyle aşık olmuş muydu? caius kendisi gibi oturumlara başkanlık etmiş miydi?
caius gerçekten ölümlüydü ve ölmesi doğruydu; ama benim, bütün o düşüncelerim ve duygularımla küçük vanya'nın, ivan ilyic''in ölümü tamemen farklı bir konu. bu çok korkunç olurdu.
tamam.. bitti.
yıkılsın burası.
hak ettim!