Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

kalemimin ucu Tarafından Yapılan Yorumlar

03.01.2006

Yazar, Kıbrıs'ı 3 bakımdan çok önemsiyor: 1)Viyana'dan beri batı karşısında gerileyişin ve toprak kaybının durdurulduğu son nokta oluşu, 2)1826 Mora isyanından beri Türkiye'den savaşsız (masa başında) toprak alarak genişleyen Yunanlıların sınır tanımayan isteklerine dur denildiği yer oluşu, 3)Türkiye'nin, bıçak kemiğe dayandığı zaman bağlı bulunduğu ittifak ve uluslararası sistemden izin almadan kendi başına birşeyler yapabileceğini göstermiş olduğu yer oluşu. Yazara göre Türkiye'nin bir Kıbrıs politikası bulunmamaktadır. Mevcut politikalar hep karşı tarafın, BM'nin, ABD'nin ve şimdilerde AB'nin, yani topyekün batının politikalarına karşı kendini savunma içgüdüsüne dayalı politikalardır. Kitapta, Kıbrıs için sonun başlangıcının 1995 GB anlaşması ve 1999 Helsinki senedi olduğu belirtilip, ilkinde AB ve Kıbrıs'ın ilişkilendirildiği, ikincisi ile de anlaşma olmasa bile (2004 Nisan ayındaki referandum) Kıbrıs'ın AB'ye girebileceğinin Türkiye'nin imzası ile teyit edildiği vurgulanmakta. Kitapta ayrıca adanın 1571'de nasıl fethedildiği, nasıl elden çıkarıldığı, 1974 harekatının nasıl yarım kaldığı gibi pek çok konuda ayrıntılı bilgi mevcut. Bütün bunların yanında, Rauf Denktaş ve Türkiye'deki pek çok siyasetçinin, Kıbrıs'ın bu hale düşmesindeki hataları belirtiliyor. Türkiye'nin gündemini çok meşgul eden bir mesele olması bakımından, Kıbrıs'la ilgili bu kitabın okunmasında yarar görüyorum.
02.01.2006

Yazar, Timur hakkında yapılan olumsuz eleştiriler ve tanıtımlardan etkilenerek Timur'un başka yönlerinin olduğunu da göstermek için, hükümdar oluncaya ve Hindistan'ı fethedene kadarki yaşamını romanlaştırarak anlatmış. Yazar'a göre Timur sanıldığı kadar gaddar ve zalim biri değildir. Onun yaptıkları, yaşadığı çağın gereğidir. Yazar, bir çok devrin kahramanıyla Timur'un yaptıklarını kıyasladığı zaman, tarihin Timur'a haksızlık ettiği görüşündedir. Yani cihangir geçinen hangi savaşçı kan dökmemiş, canlar yakmamıştırki?.. Ayrıca Timur'un yegane gayesinin Türk birliğine hizmet etmek olduğu belirtiliyor. O zaman ben de şunu sormak istiyorum: 1402 Ankara Savaşından sonra 1413 yılına kadarki duraklama devri kimin eseridir? (Fetret Devri). Burada yazarın söyledikleri başka tarih kitaplarından daha detaylı araştırılabilir. Ancak romanın kurgusunu ve akıcılığını pek beğenmediğimi belirtmek isterim. Yani roman Timur'a yakışır kalitede değil bence.
27.12.2005

Macerayı sevenler için harika bir macera-anı kitabı. Amerikalı bayan doktorun Avustralya yerlileri Aborijinlerle (kitaptaki ifadeyle gerçek insanlarla!) yaklaşık dört ay boyunca yaşadığı serüven çarpıcı bir şekilde anlatılmış. Dünyanın öbür ucunda, ilkel şartlarda yaşayan bir topluluğun hayret verici yaşantılarını ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. Kitabın sonuna doğru ise biraz fazla duygusallığa kaçılmış ve Aborijinlerin çok yüce ve üsün insanlar olduğu vurgulanmış. Ben bunu, yazarın Aborijinlerin etkisinde fazla kalmış olmasına bağlıyorum. Çünkü yazar, kendisini fiziki ve ruhsal olarak tamamen yerlilere teslim etmiş görünüyor.
22.12.2005

Nihayet Türklüğü ve Türk Kurtuluş Savaşını öven bir kitap bu kadar satıldı ve okundu. Yazarından, okuyucusuna kadar herkese teşekkür ederim. İlk önceleri böyle bir kitabın Türkiye'de pek rağbet göreceğini sanmamıştım. Çünkü gündemde olup, çok kitap satmak isteyenlerin taktiği belli: Türkler'e ve Türkiye'ye saldır, hakaret et!.. O zaman bütün batılılar(!) ve sözde aydınlar(!) arkanızdadır. Hatta ödül bile verirler... Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hangi şartlarda ve nasıl kurulduğunu bu günkü nesle anlatabilmek açısından bu kitabı çok önemli buluyorum. Ne Mutlu Türküm Diyene.
22.12.2005

Son zamanlardaki modaya ben de uyarak, değişik kişisel gelişim kitapları okudum. Bazılarında, ilham kaynaklarının "sınırsız güç" kitabı olduğunu gördüm. Böylece bu kitaba benim de merakım oluştu. Kitabı okuduktan sonra işin biraz abartıldığı kanaatine vardım. Hele kitapta bir bölüm var ki, doğrusu beni çok şaşırttı. Et yemeyeceksin, peynir yemeyeceksin, yoğurt yemeyeceksin, yumurta yemeyeceksin, ekmek yemeyeceksin, süt içmeyeceksin...velhasıl sadece sebze meyve yiyip, bedensel ve zihinsel performansını artıracaksın!.. Bu iş bana hiç inandırıcı gelmedi. Anthony Robbins, bunları yaparak başarıya kavuştuğunu anlatıyor. Ancak tüm bunlar her insana uyar mı, düşünmek lazım. Ben bu kitapta beklediğimi pek bulamadım. Tabiri caizse klasik gaz vermelerin ötesine pek geçmiyor.