E-Dergi

Hayatım boyunca kahvehanelerden hoşlanmadım. Kahveleri işsiz güçsüz , kaba saba, sanatla uzaktan yakından ilgisi olmayan insanların doldurup saatlerce boş oyunlar oynadıkları yerler olarak bildim fakat Salah Bey sayesinde bir zamanlar kahvelerin bambaşka yerler olduğunu öğrenmiş olduk. Kitabı okurken nasıl bir bilgi hazinesi ile karşılaşacağınızı tahmin bile edemezsiniz. Mutlaka okuyun

Tadı damağımızda kaldı desek yeridir. Sevgili Latife Tekin'in anlatımındaki yalınlık, dili kullanmadaki ustalığı, folklorik ögeler, Anadolu'muza ait mitler kitapta ustalıkla işlenmiş.

Günlerin Getirdiği ve Sözden Söze adlı iki ayrı kitabı bir arada görüyoruz bu yapıtta.Benim gibi edebiyatla yakından ilgilenenler için çok bilgilendirici bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ataç'ın 40'lı ve 50'li yılların edebiyat ve dil sorunları üzerine düşüncelerini keyifle okudum. Adeta o yıllara tanıklık ettim. Kitaptaki son deneme olan ''Ahlak'' a ise bayıldım.

Fakir Baykurt'tan köye ve köylüye dair bir başyapıt... Küçümsenen, beğenilmeyen köylünün neler yapabileceğini, nasıl yoktan var ettiğini görüyoruz.Bu güzel işlerin devlet tarafından destekleneceği yerde köylünün engellerle karşılaştığını gördüğünüzde düzene bir kez daha sövüyoruz.
Romandaki kaplumbağa imgesi ve kaplumbağalara dair bölümleri okuduktan sonra gördüğümüz her kaplumbağada Tozak köyünü, Kır Abbas'ı hatırınıza getirip hüzünlenmemek elde değil.

S. Kudret Aksal gibi üretken bir yazarın özenle seçilmiş şiirlerini okurken şairin şiirinin nasıl değiştiğini ve evrildiğini de görebiliyoruz. Türkiye şiirinde hatırlanması ve her zaman yeri olması gereken bir yazarımız Sabahattin Kudret Aksal