E-Dergi

Temelde "düsmek" fiilinin üzerinden gelişen minik olayların bireyin iç dünyasına ilan etkisini anlatan, kısacık ama etkili, aynı zamanda birbiriyle bağlantılı öykülerden oluşan bir kitap. Olay akışı seven okura çok hitap etmeyecek bir yapısı var. Derin okumaları, pos-modern kitapları seven okura daha çok hitap edeceğiniz düşünüyorum

Edebiyat tarihinin pek çok intihar etmiş yazarla dolu olduğunu bilmiyordum, Tove Ditlevsen 'in de bu hazin sonla karşılaştığını öğrenince kitaba olan merakım artmıştı ve okuyunca gerçekten içim burkuldu. Büyümek demek gerçekten ailenin sana şekil vermesi demekmiş, bunu bir kez daha anladım. Ruhu hasta bir çocuk nasıl olunur'u anlatan bir kitap. Kısacık ama çok vurucu. Serinin diğer kitaplarını da okuyunca yorum yazacağım

Yazarın akıcı dili, mizahi karakteri ile birleşince ortaya yine harika bir öykü kitabı çıkmış. Bu Hikaye Senden Uzun Osman 'a göre daha lirik bir yapısı var bu kitabın. Dönemin ekonomik ve sosyal yapısına da ufak ufak değinen detaylarla birlikte okuru sıkmadan, keyifle kendine bağlayan bir kitap. Kesinlikle tavsiye ederim

kişisel gelişim kitaplarına karşı olumsuz tecrübelerimden ötürü bir ön yargım vardı, çünkü "Sizi rahatsız eden ortam ve kişilerden uzak durun" derken bu ortam ve kişilerin ömür boyu bağlı kalmamız gereken ortam ve kişiler olduğunu düşünmeden, uygulanması mümkün olmayan tavsiyeler sunuyordu. Ancak bu kitap olumsuz duygu ve ortamlara rağmen kendimizi nasıl iyi hissedeceğimize dair uygulaması daha kolay, sakinleştirici ve sevimli öneriler sunuyor. Ayrıca gerçek hikayeler sunarak da okura adeta "Onlar başarmış ben de bsarabilirim" şeklinde bir motivasyon da sağlıyor. O kadar çok notlar aldım ki anlatamam, içindeki testleri de her hafta uygulayıp kendimdeki olumlu değişimi gördükçe kendimi gerçekten iyi hissettim. Bu kitap tamamen bireysel bir ilaç diyebilirim

Yazarla tanışma kitabımdı. Bana Şermin Yaşar 'ın kalemini anımsattı. Buna sebep ise trajik olayları önce bir mizah ile ele alması oldu. Yazar ne yazdığını ve bunu nasıl yazacağını çok iyi biliyor. Son dönemlerde daha da sıklaşan "Kadına yönelik şiddeti" ve küçük kasabalardan büyük şehirlere göç etmiş ailelerin "Kültür erozyonuna kurban giden çocukları"nı yer yer gülümseten ama içten içe can yakan bir üslup ile kaleme almış. Dolayısıyla yazarı çok sevdim, elbette kitabı da. Diğer kitaplarını da en kısa zamanda okumak için sabırsızlanıyorum