Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

ihtiyar_balıkçı Tarafından Yapılan Yorumlar

30.11.2005

Murathan Mungan, farklı toplumların, farklı zamanların kadınlarını anlatan; kadınların küçük yaşlardan yaşlılığa dek geçirdiği dönemlerin acılarını aktaran öyküler.
Bu öykülerde kendi varlığının farkında olmayan kadınların varlıklarını bir erkeğe bağlı olarak sürdürmeleri verilir. Kocamerkezli kadınlardır bunlar.
Bazı öykülerde ise kent merkezlerinde kendi başına yaşayabilme mücadelesi verip de bu mücadelede zaman zaman yorgun düşen, toplumsal normlara uyma isteğinin galip geldiği ve evlenip bir kocaya hizmete yönelen kadınlar var.
Bu olmasa arada kalmışlığın sonu intihardır.( Kasabanın En Güzel Kızı)

Erkeğe bağımlılığı reddedip çalışma yaşamına katılan kadın ise toplum için bir işgücüdür. Ucuz ve savunmasız bir işgücü.
Bir de "öteki" olan kadınlar anlatılıyor. Onlardan söz edildiğinde akla cinsellik geliyor. Yazık ki ülkemizde de bir dönem benzer bir yüz karası yaşandı. Rusya'dan, Ukrayna'dan gelen her kadına "Nataşa" dendi. Bir seks objesi.
Düşünen, çağdaş toplum kadına değer verir.
30.11.2005

Alman edebiyatının genç öykü yazarı.
Öykülerinde toplumun alt kesimlerinden insanları,yalnızları, avareleri işler.
Gençlikten yaşlılığa geçmenin dayanılmaz sancısını öykülerinin ruhuna sindirmiştir.
Sonja adlı öyküsünde trende karşılaşan iki kişinin sıradışı tanışmalarını, ne idüğü belirsiz ilişkilerini sonra da kopup birbirinden uzaklaşmalarını anlatır.
Aslında "kopup" sözü olmadı.Bir araya gelmemişlerdi çünkü.
Aranmasa da terk edilse de öykü kahramanları yaşama sevincini yitirmezler.Onlar için yaşam devam etmektedir.Bunu bilirler ve yaşamaya devam ederler.
30.11.2005

"sevmek için geç
ölmek için erken."
diyerek söze başlıyor.

Cumhuriyet sonrası toplumsal yapı eski değerlere bir reddiye içerse de geleneğin etkisinin sessiz ve derinden sürdüğü bilinir. Bu sessizlik, 2. Yeni şiiriyle açığa çıkar. Bu akım, Divan şiiri nazım birimlerini/biçimlerini değiştirerek kullanır.
Sezai Karakoç, Turgut Uyar, Ziya Osman Saba, Behçet Necatigil bu çalışmaların öncüleridir.
Attila İlhan da zaman zaman 2. yeni ile birlikte zaman zaman da "Mavi" ci olarak bu yaklaşımı benimsemiş hatta bu tarz şiire saydığım şairlerden de çok yer vermiştir.
Toplumculuğu ana tem olarak kullanır.
İnsanların siyasal baskıdan olduğu kadar ekonomik baskı ve sömürüden kurtulmasını amaçlar.
Şiirini bu düşüncenin emrine vermiştir. Ancak kökleri ile bağını da koparmamıştır.
30.11.2005

"AYRILIK SEVDAYA DAHİL" şiirlerinde başlarken Fuzûlî ve Bâkî !nin beyitlerinden hemen sonra "ballad"lar gelmekte.
Burada Türk şiiri ile Fransız şiirinin bir nehirde buluştuğunu ve daha da güçlenerek aktığını, insanlığın dramını daha iyi anlattığını görüyoruz.
Tardiyye,beyit,serbest müstezat, balad, sone tarzı şiirler iç içe girmiş art arda dizili.
Diğer şiir kitaplarından ayrıldığı nokta sadece kitabın sonuna hepimizin merakla ve ilgiyle okuduğu " meraklısına notlar" bölümünün eklenmemiş olması.

"yıldızlar damlıyor parmak uçlarından/
kısa kirpiklerine ne kızlar asılı..."
dizelerinde görüldüğü gibi benzetmeler,istiareler,düz değişmeceler şairin şiirinde bolca kullanlılan sanatsal olanaklar.
Bu da anlaşılmayı biraz zorlaştırmakta.
Yine de ustalığın izlerini taşıyor.
30.11.2005

Şairin bu şiirleri yapıtlarının çoğunda olduğu gibi bir Divan şiiri beyiti ile başlar.
Divan şiiri gazellerinin özelliklerini (aruz ölçüsü,kafiye, beyit) olduğu gibi değil de bozarak kendine göre bir tarz yaratır.
Daha çok harekete dayanan, sinema gerçeği ile aşırı bir lirizmin buluştığu şiirler.
İNSANIN TÜKENİŞİNİ,TIKANMIŞLIĞINI ANLATIRKEN ŞİİRİN İÇ YAPISINDA DİVAN ŞİİRİNDEN TEVFİK FİKRET'e GENİŞ BİR MANZUME İÇİNDE YER ALIR.
Yine Türk sanat müziği makam adlarını taşıyanşiirler :hüzzam,şehnâz, acemaşirân, hisar bûselik...
Sonuçta ülkemiz insanını anlatıyor şiirlerinde, anlam katmanları içeren bir derinlikte :
"bekleme salonunda ensesi traşlı bir kadın/ kaşlarını evde unutmuş dudakları sonbahar/durup durup nedense camlardan raylara bakıyor."