Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

ihtiyar_balıkçı Tarafından Yapılan Yorumlar

01.09.2005

Attila İlhan bu kitabında geleneksel şiirin biçimsel özelliklerinin yanı sıra divan şiiri imgelerini (mazmunlar) kullanır. "ağyar" aşıkların rakibi, sevgilinin aşıktan fazla değer verdiği 3. kişi...Nice nimetlerin ehil olmayan kişilerin elinde bulunduğuna ilişkin topluma hakim düşüncenin görünümü bu kişi.Rüzgar bile sevgilinin gül gibi açıldığını aşıktan önce ağyara bildirir.

" Açıldığın haber verir ağyara gül gibi
her dem bize nesim-i sebük pa gelür gider."( Nabi )

İşte tam bu kitapta "3. şahsın şiiri" var. Bu durum biraz da " armudun iyisini ayılar yer" atasözünü çağrıştırıyor

"çöp gibi oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce." der şair Attila İlhan. Hepimizin bir "ayı"sı yok mu ?
Üstelik sevdiğimiz onunla güzel saatler geçirirken içi kan ağlayan onu gerçek seven biz değil miyiz?

"sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi ona giderdin."
Belli sevdiğimiz pek isteyerek gitmiyor( yoksa bu bizim hülyamız mı, yoksa benzi mum gibi olan biz miyiz?)

kısaca bu şiir kitabıını okumalı, geleneksel şiirin çağdaş formlarla ustaca buluştuğu şiirler.
Eline sağlık usta.
29.08.2005

Dünya tarihinde büyük siyasal ve kültürel değişimler yaşayan toplumların-önceki yaşama tepki oluş nedeniyle- geçmişle bağlarını koparması beklenir/istenir. Ancakbir süre sonra toplumsal değişimlere rağmen gelenekselin etkisinin derinden derine sürdüğü gözlenir. Geleneğe karşı kişilerin bile yer yer gelenekten yararlandığına tanık olunur.
Bu doğru olandır, zira değişim geçiren her toplm geçmişle bağını koparsaydı günümüz toplumların köksüz ağaçlar gibi boşlukta sallanırdı.
İşte bu gerçeklik Attila İlhan şiirinde bir kez daha görülür. GELENEKSEL İLE TOPLUMSAL OLANI BİR POTADA ERİTEBİLMEYİ BAŞARMIŞ ustanın usta bir yapıtı,okuyunuz !
19.08.2005

Kafka romanlarındaki bitmemişlik, romanı bitirmez ama okuyucu kesinlikle bitirir. Okuyucu genelde yapılanlar karşısında yeterince savaşmayan K'ya sinirlenir. Romanın sonuna dek bir şeyler olacağı hissine kapılır, romanın sonuna kadar da bu duygusunu korur.Ancak beklentisi gerçekleşmez. Bu da yetmezmiş gibi iki elini başının arasına alıp(!) çizim ve harita bigisinden yoksun birinin nasıl olup da kadastrocu olduğunu düşünür. Bence fazla düşünmesi gerekmez. Sadece çevresine bakmalı ve Kafka'yı çağın tüm zamanlarını anlatabilen biri olarak selamlamalı.
Neden mi ?
Bir okulun din dersi öğretmeni bir gece müsteşar yardımcısı olmadı mı? Okuma yazma bilmeyen biri ülkenin kaderini belirleyen yasaları çıkaran mecliste vekil olmadı mı, bakan olmadı mı?
11.08.2005


Birey, topluma dalga dalga korku salan Kapitalist devlet hatta giderek sermaye devleti, dahası uluslararsı tekellerin devleti karşısında ne yapabilir ki ?

En akıllıca iş, zararsız bir böceğe "dönüşüm" dür. hemen uzanmalı;çünkü uzanan insan küçülür ve gözden kaybolma şansı yaratır kendine.

Ancak bir böcek olmanız mutlı etmez kapitalizmi, çalışmanız ve üretmeniz gerekir. Sizi bir böcek gibi potinlerinin altında ezmek isteyecektir. Kaçış, dönüşüm bir karşı çıkış içerir. Babaya karşı çıkma ise "balkona kilitlenme" ile son bulur.

Dönüşümü okuyun, dönüşün; bir insan olarak ezilmekten iyidir bir böcek olarak ezilmek.
11.08.2005

Franz Kafka 'Babama Mektuplar'da baba korkusunu anlatır. Aynı baba korkusunu "Yargı" öyküsünde de görürüz. "Değişim"de baba korkusuna işyeri temsilcisi korkusu eklenir."Şato" da Klamm 'dır korkutan ve "Dava" romanında sistemin bilinmeyen yanı çıkar ortaya. Hayatın sokaklarında, aprtman koridorlarında yirminci yüzyılın büyük yalnızı "insan" ı korkutan dev bir Ceza Makinesi çıkar karşımıza: Korku Devleti

Kapitalist sistemin çağımız toplumunda yalnızlaşan bireyin üzerinde yarattığı korkuyu ve otoritenin modern yaşamları çepeçevre sarmasını çok önceden görmüştür.
Kafka için "Geleceğin Romancısı" derim.