Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

ihtiyar_balıkçı Tarafından Yapılan Yorumlar

30.11.2005

"Marksist toplumbilim verilerini toplumcu gerçekçi ozanlar nasıl da estetik bir bileşim içine oturtmuşlardır. Marinetti, Mayakovskiy,Apollinaire'den bu yana endüstri uygarlığının öğeleri nasıl da şiirin özüne kadar işlemiştir." diyen şairimizin bu kitabında geleneksel edebiyatımız içinde yer alan Divan şiiri, biçimsel özellikleri, mazmunları, düşünceyi anlatım olanakları ile önemli bir kaynaktır.

Gazel tarzında yazılan şiirler ( imgelem kuşları...), rübai tarzındakiler ( -3 üçüncü gece...) ayrıca Türk sanat müziği makam adları verilen şiirler ( NİHAVENT,MAHUR,MUHAYYER...)
Tüm bunlar yeni bir içeriğin geleneksel anlatım olanaklarıyla mükemmel bileşiminin örnekleridir.
Nef'i nin" bir âh ile bu âlemi viran ederim ben." dizeleriyle başlaması da bu etkinin işaretini verir.
30.11.2005

2. Dünya Savaşı yıllarının insanlık üzerinde yarattığı yıkımın etkisini taşıyan şiirler.
Attila İlhan sanata bakışını kitabın başında uzun uzun açıklar:
" Şair madem ki kalabalık yaşıyor, madem ki herkestir; haksızlığın, o kör diktanın krallık ettiği o karanlık günlerde hürriyet ve demokrasi şarkıları söylemeye savaşacaktır." der.

Kitap, Halk hikayelerinin meşhur girişini çağrıştıran " döşeme" ile başlar. Ardından "cebbar oğlu mehemmed" gelir. Toros yörükleri, Aydın yörükleri Köroğlu kızanları kalkıp da Attila İlhan'ın şirlerine yürürler. "ümmühan" "deli süleyman" ki bir zamanlar şahan gibi yaşayanlar gelir oturur şirin sofrasına.
Derken "marianne" gelir, baş köşeye kurulur. Holanda'dan,Belçika'dan..
Şiir evrenseli kucaklamaksa şairimiz "duvar" ile dünyanın halklarını kucaklamakta.
30.11.2005

Attila İlhan'ın tüm şiirlerinde sözcükler gerçek anlamlarının dışında değişmece (mecaz) anlamlarıyla kullanılır. Sık sık istiareye ( metafor)başvurur.
Şiirlerin arka planında İstanbul var, özellikle Beyoğlu; yani çılgınların,bıçkınların, entellerin, çıbanların kenti.
Bir de İzmir'i anlatır şairimiz, arada bir Paris'e uğrar.
Attila İlhan'da bu üç kentin özel bir yeri vardır. Şiirlerinde bu kentlere ilişkin imgeler, sinema diline yaklaşan görüntüler vardır.

İstanbul, liman, rıhtım... Sinema komşusu şiirin içerdiği sahneler.
"aysel git başımdan ben sana göre değilim/ ölümüm birden olacak seziyorum/ hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim." der.

KENT ŞİİRİNDEN YEREL ÖĞELERE, NAZIMDAN NESİRE SAVRULAN ŞİİRLER.


30.11.2005

"Usta"nın ölümü nedeniyle şiir kitaplarını baştan - bilmem kaçıncı kez-okumaya başladım.
Devrimci şiirin küfürle, sloganla yazılan bir şiir olmadığını; devrimci şiirin de belirli bir estetik haz yaratması ve belirli bir söyleyiş özelliğine yaslanması gerektiği düşüncesiyle yazılan şiirler.
Devrimci düşüncenin geleneksel şiirden yararlanılarak anlatılabileceğini
gösteren şiirler.
Fuzuli'nin aruz ölçüsü ile yazılmış bir beyitiyle başlar, varsağılarla devam eder. Divan şiri ile Halk şirinin özelliklerini Marksist düşünce ile harmanlar şairimiz.
'Gündelik Şeyler'i anlatır şiirlerinde: jilet yiyen kız, sorguya götürülen çocuklar, kelepçeli birine şaşkın bakan insanlar,gözlüklü Hamdi işçiler...
30.11.2005

Leyla Erbil'in öykülerinde öykü kahramanları "farklılığı" yaşamak ister.
Bu kahramanların " kendi" olmayı bir "var olma" olarak algıladıkları ortada.
Kahramanları genellikle insan sevgisi ile doludur. Bu nedenle çevresindekilere zarar vermek istemezler. "Hallaç" taki Bay Suret, judo bilmesine rağmen kendisine saldıran komşularına karşılık vermez.
Bu öykülerin temel özelliği daha farklı : "Bilinçaltı"
Bu öykülerde bilinçaltı yoğun olarak yansıtılır. Öykü dili de bu bilinçaltını yansıtacak yetkinlikte "bilinçaltıdil" dir.

Öykülerimizdeki başlayan-süren-biten zaman anlayışını parçalar, geçmişle şimdiyi iç içe verir.
Öykü kişilerini bu zamansal gel-gitler içinde zamanın gel-gitini izlerken farkına varmadan bize aktarır.