E-Dergi

Ömer Seyfettin Gönen doğumlu bir yazarımız.
İlk eserlerini "Mecmua-i Edebiyye" dergisinde yayımlar. Bu seri ortaokul,lise çağındaki gençler için önerilebilir.
Bu öyküler demeti Tarihsel/ kültürel/ ahlaksal yönlerden çağın sorumsuz ama sorunlu insanına yol gösterebilir, onlarda yaşam zenginliği yaratarak yaşamı yeniden yorumlamalarına neden olabilir.

Denemeye değer.
Gençleri içinde bulunduğu yalnızlıktan, parçalanmışlıktan sanat çıkarabilir. Sanat onlara yalnız olmadıklarını, sanatın tüm insanları birleştiren bir çatı olduğunu anlatabilir.
Ömer Seyfettin'i, Sait Faik'i, Memduh Şevket'i okuyan birinin bu yazarları okumuş biriyle karşılaşınca kalabalık bir cadde eski bir dosta rastlamanın sevincini duyacağını öğretebilir.

Çocukluğumuzun öyküsüdür : "Kaşağı"
Sanırım ortaokul kitaplarımızda vardı,bu öyküden hepimiz yalanın hangi sonuçlara varacağını öğrendik. Hasta yatağında ateşler içindeki kardeşimize ağladık.
Gün geldi gözyaşlarımızın yanaklarımızda bıraktığı ıslaklık kurudu.Öğrendiklerimizi unuttuk.
Doymak bilmez açlığımız yüzünden bu öyküyü her gün bin kez yazar/yaşar olduk.
Yalanlarımızı yastık yapıp uyurken Hasan'ın hayali gözlerimizin önüne gelmiyor artık.
Birinin gece boyunca " İftiracı,yalancı" seslenişlerine kulaklarımızı tıkayıp derin uykulara daldık.

Kitapyurdu.com'dan Ömer Seyfettin serisi satın aldım. 10 kitap için ödenen para 12,20 YTL
Böylece Ömer Seyfettin denizini bir uçtan bir uca tekrar kulaçlamaya başladım.
Kasap dükkanında kendine en ağır işleri gördüren ve ikide bir ödediği diyet parasını hatırlatan zengin ama insanlıktan nasibini alamamış birinin alacağını ödemelidir Koca Ali.
Taş taşır, diyet borcunu taşımaz.
Keser de uzatır elini namussuza.
Diyetin diyetini verir.
İnsanlığın en büyük onur olduğunu gösterir.

İki halk arasında düşmanlıkları siyaset yaratırsa, dostlukları da sanat yaratır. Sanatın gücü siyasetin gücünden üstündür. Siyaset gelir,geçer; sanat yapıtları tarihin derinliklerinde her daim bir yıldız gibi ışıldar.
Ege'nin karşı kıyısı şairlerinden Yannis Ritsios'u tanıdım ilkin :
" Artık ne topları vardı ne tüfekleri /
Artık toplara yalnız yüreklerini sürebilirlerdi." diyordu.
Bu yapıtta da Kazancakis, Samaratis ve nice usta şair yer alıyor.
Avrupa kültürünün temelini oluşturan Antik çağın mirasçıları olarak geçmişten yola çıkıp geleceğe uzanan şiirler yazmışlar.
Şiirlerinin geleceğinde barış var, dostluk var.
İnsanların kardeşçe yaşayacağı bir dünya umuduna hizmet eden bir yapıt.
Bu amacı saygıyla selamlamalı.

Yapı Kredi'nin mükemmel bir dış tasarımı ve kapağıyla okura sunulan bu kitapta yaşamını sanata/ felsefeye/ kültüre/ dile adamış bir yazarın dil ve harf oyunlarından oluşan şiirleri var.
Sözcükler gerçek anlamından sıyrılarak yan,mecaz, çağrışımsal anlamlar yükleniyor bu şirlerde
Her şeyin başı söz ise sözün de başı harftir. Söz, " elif" ile başlamaz mı ?

Dili ele alan/ eleştiren ama bunu yaparken öğreten/ eksiklere çözümler üreten yaratıcı bir sanatçı Hilmi Yavuz.
Şiirlerini üçe ayırmak mümkün: Geçmiş / şimdi / gelecek.
Yaşam gibi
.
" Akşam geçiyor bekle seyret
yaşadındı işte bu son kiyamet
hem neyle bağlısın ki nihayet
ne bir yemin ne bir bağıt...

âh, tek harfle yazıldı o ağıt."