E-Dergi

Mutlaka okuyun. Arkadaşı Selim Işık'ın intihar ettiğini öğrenen Turgut Özben, bu kaybı aklından çıkaramaz, kabuslar görür, iç sesiyle yani Olric ile konuşur durur. Arkadaşının geçmişinin izini sürmeye ve Selim'in tanıdığı insanlar aracılığıyla onu tanımaya çalışır. Selim Işık herkes gibi değildir, düşünür, sorgular, kalıplara sığmaz. O 'tutunamayan'dır. Selim’in intiharından sonra kendi benliğini sorgulamaya başlar Turgut Özben. Araştırmalarının sonunda kendinin de Tutunamayanlardan biri olduğunu anlar.

Charles Bukowski tesadüfi tanıdığı Fante'yi unutamamış, sanırım beni de bu kitaba çeken Bukowski'nin Fante'ye olan hayranlığı oldu. Ne var yahu bu adamda bu kadar? demiştim. Neler yokmuş ki. Ana karakter Bandini'nin yaşamından, yazma çabalarından ve tabiki başarılarından da söz ediliyor kitapta. Farklı bir adamdır Bandini, tarifi zor..

Kitapta da kadın erkek eşitsizliğine değinir. Erkeklerin yapıp, kadınların neden yapamadığını sorgular durur. Bu yüzden kadınların bir fanus içinde yaşadığını, kısıtlı bir hayatları olduğunu vurgular.

Mısırlı feminist yazar Neval El Saddavi'nin gerçek bir kişinin hayatını kaleme aldığı, bir adamı öldürüp idama mahkum edilince son altı saatinde dram, trajedi, başkaldırı yüklü yaşadıklarını anlatan bu kitabı mutlaka okuyun.

Tutunamayanları okurken sıkça rastladığım için okumaya karar verdiğim kitap. Oblomov aslında yazarın Rus aristokrasisine bir eleştirisidir. Oblomov'un iç dünyasına, hislerine, hayata bakışına, yaşadıklarına yer verilmiştir. Kitapta Oblomovluk diye bir kavram geçmektedir. Bu aşırı tembelliğin bir ifadesidir. Oblomov, sürekli uyuyan, tembel, miskin, üşengeç ama bir o kadar da uyanık, her şeyin farkındadır aslında. Sorun şu ki birçok plan yapmasına rağmen bir türlü harekete geçemiyor, sürekli erteliyor. Yani Oblomovluk yapıyor.