E-Dergi

Henüz 23 yaşında ve sadece 48 gün önce tıp fakültesinden mezun olmuş ve ülkenin ücra bir bölgesine atanmış genç bir doktorun anıları, peki neler bunlar; zor bir doğum, fıtık, frengi, hassas cerrahi müdehaleler, ameliyatlar, karda kışta kilometrelerce öteye hasta için aşılan yollar ve tüm bunlar yetmezmiş gibi batıl inançlarla kaplı zihinlerle mücadele... Bir doktorun acemiliğinden dolayı olan korkusu, cesareti, mücadeleleri, tedirginliği o kadar iyi işlenmişti ki okurken 'acaba kurtarabilecek mi?' diye düşünmeden edemiyor, heyecanla okuyorsunuz.

Kısa kısa öykülerden oluşuyor. Hepsi birbirinden farklı ama genel anlamda aşk ve ilişkiler üzerine denebilir. Sanki böyle karşına oturmuş, o anlatıyor, sen dinliyorsun hissi veriyor. İçten bir anlatımı ve okurken sıkmıyor aksine kurduğu cümleler, yaptığı betimlemeler çok hoşuma gitti.

George ve Lennie isimli iki yakın arkadaşın hikayesini anlatılıyor. George ufak yapılı, Lennie ise onun aksine oldukça iri yarı. Lennie biraz zihinsel engelli, ruhen çocuk ve saf birisi. Sürekli bir şeyleri unutmakta ve istemeden yaptıkları ile başlarını belaya sokmaktadır. Bu nedenle sürekli yer ve mekan değiştirirler. Bu iki arkadaş birbirlerine göre oldukça zıt olsalar da büyük dostlukları vardır. Mutlaka okuyun.

Marquez denince akla gelen ilk kitap. Yazar çocukluğunun geçtiği Aracataca'yı Macondo adıyla fantastik bir kurguyla anlatır ve amacını "çocukluk günlerini sanatsal bir dille ardında bırakmak" olarak açıklamıştır. Kitap büyülü gerçekliğin en önemli eserlerindendir. Mutlaka okunmalı.

Akıcı bir dille yazılmış gizemlerle dolu, mitolojik ve fantastik türde kitapta hayata dair birçok şeyin izlerine rastlamak mümkün. Konusu İzmir den Çin'e kadar uzanıyor ve kurgu o kadar iyi yapılmış ki, fantastik olayların dışında gerçeklikleri de görmek mümkün. Özellikle kitabın sorgulayıcı bölümleri fazlasıyla hoşuma gitti çünkü kitap, okurken bir yandan da düşündürüyor. Mutlaka okuyun.