Toplam yorum: 3.091.414
Bu ayki yorum: 2.015

E-Dergi

asliozbek Tarafından Yapılan Yorumlar

12.12.2005

Usta gazeteci Erdal Şafak, 2004 Sonbaharından itibaren önemli bulduğu isimlerin portrelerini yapmaya başlamış her gece. "Emmanuel Karasu, Selanik'te doğup büyümüş bir Yahudi'ydi. 400 yıl önce, 1492'de İspanya'dan sürülmüş ve Sultan II. Beyazıt'ın izniyle Selanik'e yerleşmiş Sefarad'lardan. Hukuk öğrenimi görmüştü. Avukatlık yapıyordu ve meslektaşlarının cesaret edemediği garip davaları alıp müvekkillerine kazandırmasıyla ün yapmıştı. 1900'lerin başından söz ediyoruz. Bir ayağı İtalya'daydı o sıralar. İtalyan vatandaşlığına geçtiği çok yıllar sonra ortaya çıktı. Roma ama özellikle Venedik'te kurduğu dostluklar onun bir 'ilk'e imza atarak tarihe girmesini sağladı: Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk mason localarını o örgütledi." Bu ilk 'Şafak Portreleri' kitabında Rice, Putin, Soros, Piriştina, Agassi, Theodorakis gibi siyasetçisinden tenis oyuncusuna her iş alanından otuz yedi ismin portreleri yer alıyor.
12.12.2005

Türkiye PEN Yazarlar Derneği tarafından 2002 ve 2004 yıllarında iki kez Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen Leyla Erbil, yayımlanan her kitabıyla Türk edebiyatında kalıcı bir roman daha bırakıyor. Onun 'Tuhaf Bir Kadın' adlı romanı ilk kez 1971'de yayımlanıp, çeşitli yayınevlerinde baskısını tükettikten sonra yedinci baskısını Okuyan Us Yayınları'ndan yaptı. Kitap her ne kadar bir roman olsa da, Mustafa Suphi Olayı'nı konu aldığından Erbil, her baskıda M.Suphi hakkındaki yeni araştırma ve bulguları da kitaba ekleme titizliğini göstererek "tersi, yanlı davranmak sayılır ki bir romancının da baş düşmanı odur" diyor. Roman, "M.Suphi'yi kim öldürdü?" sorusu etrafında ilerliyor.
12.12.2005

"İyi okuyan, edebiyatı izleyen bir arkadaşım, gülümseyerek, çok satan kitaplara karşı tavırları iki kelimede özetledi: "Entelektüel hasedi". Beni düşündüren, çok satanlara yeni bir bakış açısı getiren bu saptamanın üstünden uzun bir süre geçmeden Mina Urgan'la yaptığım bir telefon konuşması, arkadaşımın haklılık payını arttırdı. Mina Urgan kısaca diyordu ki, benim birçok kitabımı övenler, bilimsel kitaplarımda gizli bir roman tadı bulanlar, anılarımdan tek kelimeyle söz etmediler. Hiç kuşkusuz Mina Urgan'ı iyi tanıyanlar, bunun bir övgüye çağrı olmadığını bilirler. Söyledikleri, çok satanlar karşısındaki sinameki tutumumuza bir sitemdi. Çok satmakla kalitesizlik doğru orantılı değil. Nerdeyse gizli gizli bu görüş yayılıyor." 'Eleği Duvardan İndirelim' adlı kitap Doğan Hızlan'ın şimdiye dek yazdığı denemelerden oluşuyor.
12.12.2005

"Efendim! Sizi çoktan beri pençe-i zaliminde inlemekte olduğum aşktan haberdar etmek için bu mektubu yazarken düçar olduğum helecanı kabil değil, tarif edemem".Aşk üzerine yaptığı araştırma ve derlemelerle tanınan Serkan Özburun, bu kez tarihimizin tozlu sayfalarından bulup çıkardığı aşk hikâyelerini derleyerek sunuyor. 'Cumbalı Aşklar' adlı kitapta fırıncı Amed ile mercimeği fırına sürmeyi bahane edip onunla buluşan Kezban'ın hikâyesini, kırk yıllık Kâni Efendi'nin nasılda Yâni'ye dönüştüğünü, Osmanlı'da yaşanan ilk recmin ayrıntılarını kısacası tarihin, içinden aşk, geçen sokaklarını arşın arşın gezebilirsiniz. 'Cumbalı Aşklar', tarih okurlarının yanı sıra aşk okurlarının da severek okuyabileceği bir kitap.
12.12.2005

'Karkot Deresi', "Tayyareci yapacak çocuğunu babalar,/Düşman!Bu küçük tayyareciyi tanı/Kanatları altında saklayacak vatanı" dizelerini haykırırken K.K.T.C'nin Cumhurbaşkanlığına oturan Rauf Denktaş'ın, 'Karkot Deresi'nde geçen çocukluğundan başlayarak Kıbrıs Türklerinin varolma savaşıyla devam eden anılarını konu alıyor. Yaşamı savaşlarla, mücadeleyle geçen Denktaş bu kitabında ailesine, küçüklüğündeki İstanbul'a, Londra'daki eğitim yıllarına bir bir değiniyor. Kitapta Denktaş'ın Londra'da tek kuruşsuz kalışını, Kıbrıs'a gizlice girme girişimini, ölümle burun buruna gelişini ve Türk toplumuna ilişkin ilginç anekdotları da bulabilirsiniz.