Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Ali Riza Malkoç

Ali Rıza Malkoç 1965 yılında Samsun’da doğdu. Türküler Bizi Söyler 1 (2004), Türküler Bizi Söyler 2 (2005), Duygular Dillensin Diye (2006) adlı hece şiir kitabını yayınladı. Yaşam Merdiveni adlı Toplum ve Düşünce serisinden ilk kitabı Temmuz 2018 tarihinde, Yaşam Donanımları adlı Toplum ve düşünce serisinden ikinci kitabı Ağustos 2018 tarihinde, En Güzele Yürümek adlı Toplum ve Düşünce serisinden üçüncü kitabı Şubat 2019 tarihinde Hukuk Aşkı adlı dördüncü kitabı Haziran 2019 tarihinde, Güzergâh Arayışı adlı beşinci kitabı Şubat 2020 tarihinde yayınlandı. Kitap İnceleme Yazıları adlı altıncı kitabı Mart 2020 tarihinde, Nostalji Harmanı adlı yedinci kitabı, Nisan 2020 tarihinde yayınlandı. Organize Toplum adlı sekizinci kitabı, Mayıs 2020 tarihinde yayınlandı. Anadolu Ortak Aşk Medeniyeti adlı kitabı, Eylül 2020 tarihinde yayınlandı.

Ali Riza Malkoç Tarafından Yapılan Yorumlar

02.12.2018

Köy enstitüleri konulu okuduğum bu üçüncü kitap. En çok da bu kitaptan istifade ettiğimi söyleyebilirim. Osmanlı dönemindeki eğitim sistemlerimizden anlatıma başlamış, köy enstitülerinin doğuşunu ve kapanışını, değişik kaynaklardan da alıntılar yaparak ortaya koymuş.
Okuduğunuzda, bir toplumun inşasında, bireylerin yaşam sürecinde eğitimin ne kadar kutsal bir alan olduğunu anlayacaksınız.
İkinci dünya savaşının çıktığı dönemlerde, bizlerin silahla değil, kitapla, kalemle, uygulamalı eğitimle mücadele etmesi ne kadar manidardır. Nüfusun %90’ının köylerde yaşadığı ve okuma oranının, mesleki deneyimin çok düşük olduğu bir tarih kesitinde, elbette ki eğitim hamlesine buradan başlamak gerekiyordu.
Olağanüstü bir iyi niyet, planlama, özveri ve araştırmayla yola çıkılmıştı. Diğer ülkelerden heyetler geliyor, notlar tutuyor, b
25.11.2018

Çocuk; insanlığın babası, mayası, fabrikası, ilk yapı taşı. Kâinatın varlık nedeni. Toplumun mimar adayı.
Böyle baktığımız zaman; hiçbir şeyin insan hayatından önemli olmadığı yargısına varırız.
Yıllar önce, “Montessori Ana okulu” adında bir eğitim kurumu görmüştüm. Dikkatimi çekmişti fakat araştırmaya vaktim olmamıştı. Bu kitabı okuyunca, işin önem ve ciddiyetini anladım.
1870 Yılında İtalya’da doğan Maria Montessori, kendini çocukların eğitimine adar. 1898 yılında bir psikiyatri hastanesine çalışmaya başlar. Bir insanın kendini bir hedefe gönüllü ve planlı adaması ancak bu kadar verimli ve çileli olabilir. Diktatör Musollini ile arası açılınca, ülke ülke gezer. Bilime ve insanlığa yararlı işler sunmaya aşık bir yüreği vardır. Birçok ülkede 8000 civarında Montessori okulu açılmıştır. İşin içinde yabancı bir ülke adı ve yabancı bir girişimci olunca, hemen bazılarının aklına;
“misyonerlik, masonluk eğitimi mi veriliyor acaba” diye önyargılı bir endişe gelebilir.
23.11.2018

 Nedir MBA? İşletme yönetimi için özel hazırlanan bir eğitim programı. Faydası var mıdır?

Eğitimden, okumaktan zarar olur mu, elbette vardır. Sadece eğitim programının pahalı olduğundan

yakınılır. Genelleme veya dar açıyla bakarak; hiçbir olgu, eylem ve kavramı tam tanımlayamayız.

İyi bir lisans eğitimi almamış, yaşamsal, düşünsel algıları zayıf ve ne istediğini de tam bilmeyen

birisine üç kez MBA eğitimi verseniz ne değişecek ki? Eğitimleri ve süreçleri, birbirini tamamlar

şekilde değerlendirirsek anlamı yerine oturur.

     Gelelim bu kitabın ismine ve içeriğine. “Kendi kendine MBA” adı biraz abartılı ve çok iddialı olmuş.

Başlangıç düzeyinde giriş temel eğitimi, vurgusu yapılmalıydı.

Mekânsız laboratuvar, bacasız fabrika hayal etmek gibi bir şey. İhracat yapan bir iş insanından

şu itirafı okumuştum: “ihracatı nasıl öğrendiniz” sorusuna, “aldanarak, zarar ederek, kazık yiyerek öğrendim” demişti. Yani “bakmakla öğrenilseydi kedi kasap olurdu” misali bir gerçek var ortada.
19.11.2018

  Farklı medya organlarında, farklı zamanlarda yazılmış, duyarlı bir akademisyen hassasiyetiyle

kaleme alınmış denemeler içermektedir kitap.

Yaşanılabilir, ortak bir medeniyet arayışı, öngörüsü ve önerisi, bu kitapta da karşımıza çıkıyor.

Siyaset felsefesi, daha iyiye ulaşmak için sorgulama, fikir üretme ve yan yana gelebilme, temel toplumsal sorunlar, farklı açılardan çok güzel irdelenmiş.

Doğu medeniyetlerinin, paternalizm kıskacında nasıl can çekiştiğini 22. Sayfada kısa ve öz bir tahlilini bulacaksınız. Paternalizm, yani “baba devlet”, “her şeyi düşünen devlet” “her şeye sahip devlet”

“her gücü elinde bulunduran devlet” anlamında bir tanımlama. Geriye, toplumda bireyin yapabileceği, üretebileceği bir şey kalmıyor, fikir dahil.

     Ahlaki ve zihinsen arınma olmadan, bir toplumda kalıcı bir medeniyet inşası mümkün değildir.

Kitapta geçen, Gazali’nin, “mantık bilmeyenin fetvasına/hükmüne güvenilmez” sözü beni çok düşündürdü.

15.11.2018

Prof.Dr, psikoloji uzmanı, 20 şubat 2018 tarihinde, 86 yaşında aramızdan ayrılan, ayrıca edebiyat çalışmaları da olan yazar, verimli, anlaşılır ve güçlü bir kalem.
İnsan davranışlarını, beklentilerini, zayıf noktalarını o kadar gerçekci bir dille anlatmış ki. Sayfaları az olsa da, hızlıca okuyup geçemiyorsunuz.