Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

aynalıbaba Tarafından Yapılan Yorumlar

06.10.2010

Bu mu yani! dedirten bir kitap. Mesele hakkında biraz düşünmüş, din ve bilimin ana esaslarından haberdar sıradan insanların gülüp geçeceği yorumlar. Dawkins oturaklı şüpheler uyandırmak istiyorsa islam alimlerinin kitaplarında ele aldığı şüphelerden çok malzeme bulabilir. (tabi her birinin sonunda cevaplarını okuyup imana gelme ihtimaline cesaret edebilirse) (Bu arada; bu alanda okumaya yeni başlayanlar başka yerden başlasınlar...)
22.07.2008

Roman tadında, rahat okunabilecek bir kitap. En güzel tarafı ise yazarın oldukça tarafsız yazması ve yer yer çok ağır biçimde batı insanını eleştirmesi. Ama merkezde genelde avrupa tarihi var. Mesela Türklerden neredeyse hiç bahsedilmemiş.(Çevirenin eklediği kısımları saymazsak) Dünya tarihinin genel hatlarını öğrenmek için tavsiye edilir...
14.05.2005

Ömer Seyfettin hikayeleri sadece çocukluğumuzun ilk tatlı okumaları değil, pekala gençlerin ve yetişkinlerin kemali zevkle okuyabileceği hikayeler.
Ömer Seyfettin okurken;
1) Harika hikayelerle güzel vakit geçirirsiniz.
2) 1900'lü yıların Türkiye'sine seyahat edersiniz.
3) Hayat hakkında ve bir çok sosyal ve psikolojik olgu hakkında düşünürsünüz, fikir edinirsiniz.
4) Kesinlikle ağdalı olmayan kolay anlaşılır bir eski lisanla kelime haznenize güzel katkılar yaparsınız.
11.03.2001

Bu kitap bence ülkemizde yapılan en büyük katliamlardan birine maruz kalmış.
Hayır hayır, Ermeni yada Rus katliamı değil dil katliamı.
Sanki özellikle, hiç kullanılmayan uydurma kelimeleri canlandırma çabası var tüm kitap boyunca.
Kitabın konusu gayet güzel, tercümesinin yapılmasını da tebrik ediyoruz. Fakat böyle bir dil kullanılmamalı. Değil herkesin okuyacağı kitaplarda günlük yaşamda dahi, yüz yılların birikimiyle mana kazanmış, kendi özümüzden gelen ve bizi en güzel şekilde ifade eden kelimelerimizin yerine, düşündüklerimizi ifadeden mahrum, anlamı kısıtlaştıran ve böylece düşüncelerimizi de sınırlayan kelimeleri kullanmak, bence kültürümüze vurulacak büyük bir darbedir. Bilhassa eserleriyle geniş kitlelere hitap eden yazarlarımız bu hususta büyük hassasiyet göstermelidir. Bu meseleyle alakalı olarak şu an aklıma Cemil Meriç’in Bu Ülke adlı kitabı geldi. Şöyle diyor büyük mütefekkir:
Argo, kanundan kaçanların dili; uydurma dil tarihten kaçanların... Argo korkunun ördüğü duvar; uydurma dil şuursuzluğun. Biri günahları gizleyen peçe, öteki irfanı boğan kement. Argo, yaralı bir vicdanın sesi; uydurma dil hafızasını kaybeden bir neslin. Argo, her ülkenin; uydurma dil, ülkesizlerin.
08.01.2001

Bir sihirbazın yaptığı numaraları, onu izleyenlerden ancak o meseleyi bilen, sihirbazın yaptığı göz aldatmacalarını anlayan kişiler doğru değerlendirir. Sihirbazı ilk defa görenlerse hayrete düşecek onun müthiş bir kişi olduğunu, hatta keramet sahibi bir evliya olduğunu zannedecektir.
Edip Yüksel gibilerini bu şekilde değerlendiriyorum.
Burada mesele, fetva verenlerden hangisinin doğruyu söylediğini bilebilmektir.
Bence, ya bilgimizi onların seviyesine çıkarmalıyız, ya da bu şahısların yaşayışlarında ve icraatlarında ne derece islama uyduklarını ve İslama hizmet ettiklerini araştırmalıyız.
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz."