E-Dergi

Karanlık Dükkanlar Sokağı Romanı gizemli bir kaza sonucunda hafızasını kaybeden ve geçmişini ardında bırakıp özel dedektiflik yapmaya başlayan Guy Roland'ın on yıl sonra geçmişiyle yüzleşmeye ve gerçek kimliğini keşfetmeye karar vermesini konu alıyor.
Roman kolay okunuyor fakat beklediğim gibi çıkmadı.Yani pek beğenmedim.Romanı edebiyatla ilginenlere tavsiye ederim.

Kitabın özellikle birinci bölümü ve sonuç kısmını okumak kitabın ne anlatmak istediğini anlamamıza yetiyor.
Örneğin yüksek teknolojili ürün ihracatı bu yirmi yıllık dönemde %2,9 ile %3,5 arasındadır.Bu rakam gelişmekte olan pekçok ülke için bile oldukça düşüktür.Bu yirmi yıllık dönemde bilimsel ve mesleki eğitim alanında en ağır tahribatlar yapıldığını kitabı okursanız anlayacaksınız.
En önemli istatistiklerde biride gelir dağılımındaki adaletsizliktir.2022 Dünya Eşitsizlik Raporuna göre Türkiyedeki hanelere en üst servet oranına %1'lik dilimim serveti(250 bin aile yapıyor), ulusal servetin %35'ini alıyor.Geriye kalan 26 milyon aile ise ulusal servetin %%65'ini alıyor.Emekli, asgari, dul, yetim, asgari ücetli toplamı 25 milyon.Çalışabilecek olupta çalışamayan insan sayısı %51'den fazla.İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, eğitim vb alanlarda da gerileme oldu. Kısaca neden nereye gelindiği kitabı objektif bir şekilde değerlendiren her kişinin görebileceği şekilde yazılmış.

Metinde kısaca, Conrad adlı bir aşçının Cobb’da akraba olan iki büyük aileden birinin yanında işe başlamasıyla gelişen olaylar anlatılıyor.
Mutfağı bir devlet, Conrad’ı devletin gücünü ele geçiren bir politikacı ve diğer insanları da (patron ve ailesi, esnaf, kasaba halkı) devlet iktidarının sürmesi için gerekli kurumlar olarak tahayyül ettiğimizde gücün tek bir kişide toplanmasının ne anlama geldiğini düşünme imkanı buluyoruz.
Gücü tek kişiye verdiğimizde olabilecekleri "karizmatik" bir aşçının yardımıyla anlatmaya çalışıyor.

Faşizm Nasıl İşler Kitabı, sıradan bir demokrasinin karanlık faşist(aşırı milliyetçi, ırkçı) bir rejime adım adım nasıl dönüşebildiğini geçmişten örnekler vererek açıklayan harika bir kitap.
Geçmişteki İtalya, Almanya'dan örnekler vermesinin yanında günümüz Macaristan, Abd, Türkiye, İsrail, Hindistan'daki faşizme kayan uygulamalardan da bahsediyor.
Faşist bir yönetim konuşulan dili ve gerçeği çarpıtır, mağduriyet söylemine sık sık başvurur, halkı iç/dış düşman tehdidiyle korkutur, biz ve onlar ayrımı yapar ve onları terörize eder.Entellektüellere düşman olur, gerçeklikten kopar, hiyerarşiye önem verir.
Kitabı özellikle milliyetçi mukaddesatçı olduğunu düşünen kişilere tavsiye ederim.Ayrıca gençlerin mutlaka okumasını öneririm.Birde tarihe, sosyolojiye ve siyasete ilgi duyanlara öneririm.Bu konuda daha fazla bilgilenmenize yardımcı olacak şu filmleri de mutlaka izleyin derim.
1-Hitlerin Yükselişi Filmi
2-Çöküş Filmi
3-Rüzgarın Oğlu Filmi

Makbul Vatandaş'ın Peşinde Kitabı İkinci Meşrutiyetten günümüze vatandaşlık eğitiminin nasıl olduğu üzerine yazılmış akıcı bence oldukça da kaliteli bir kitap.
Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümü İkinci Meşrutiyet ve Vatandaşın İcadı, İkinci Bölümü Tek parti döneminde okulda vatandaş eğitimi, üçüncü bölüm ise Çok partili demokrasi yurttaşlığı bölümlerinden oluşuyor.
Kitabı okuyunca modern devlette millet, vatan, vatandaş kavramlarının nasıl oluşturulduğunu ve her dönemde nasıl anlamlar kazandığını göreceksiniz!Kitabı tarihe, sosyolojiye, siyasete ilgi duyanlar başta olmak üzere ilgilenenlere tavsiye ederim.