E-Dergi

Zayıf bir derleme. Bana bir şey katmadı. Karikatür anlayışları bilinen ve sıradan örneklerden oluşuyor. Karikatürün gerektirdiği kıvrak zekayı göremedim.

Son elli yıllık Türk solunun mükemmel bir panoraması. Sol güzergahın 2 ayrı ve zıt kulvarında (Pekin – Moskova) yürüyen 2 kadın aktivistin ağzından 60’lı ve 70’li eylem yılları apaçık anlatılıyor. Kitabın daha önemli bir tarafı da var. Uğrunda ölçüsüz fedakarlıklar yaptıkları fikirlerin dünya pratiğinde geçersiz hale geldiğini de görüyorlar. Ülkemizin okumuş kadrolarında sınırsız bir aktivist eğilim var. Jön Türkler, ittihatçılar, kurtuluş savaşı, cumhuriyet devrimleri, 27 mayıs, 68 ve 78 hareketlerindeki “sübjektif” unsurun sosyolojik temelleri araştırılmalıdır.

Müftüoğlu, THKP-C, DEV-YOL ve ÖDP hareketlerinin önde ve öncü bir unsuru olmuş. Son 50 yılda Türk marksist solunun pür eylemci kanatlarında, eğrisiyle doğrusuyla bir teori ve eylem adamı olarak rol almış. En zor zamanlarında Mahirlerin kaderini paylaşmış.Ülke tarihinin en büyük eylemci sol organizasyonu olan DEV-YOL'u oluşturup yönetmiş. ÖDP' de de öncü konumdan uzaklaşmamış. Kitap, solun 50 yıllık tarihine böyle bir insanın şahitliğini yansıtmak amacıyla yazılmış. Kendinden bekleneni de veriyor.

Ülkemizde emniyet teşkilatı konusunda büyük kaynak eksikliği vardır. Bu tür çalışmalar zordur. Bir dönemin sağ ve sol dava adamlarının anılarında 1940 tabutlukları, işkenceleri ve işkencecileri büyük yer tutar. Yazar bu vakıaların arkasındaki figürleri araştırmak istemiş. Kaynaklar izin verdiğince de yapmış. Kaynaklar arkadaki 2 adamın resmi sicilini bile tam olarak çıkarmaya yetmemiş. Milliyetçi ve solcu hareketlerin geçmişine ilgi duyanlar için çok dolaylı bir yardımcı kitap.

Bir akademik kariyer çalışmasının kitaplaştırılmışı. Doktora tezi olarak idare edebilir. Ancak kitap olarak zayıf. Bol örnek, vurucu kısa açıklama yerine az örnek, uzun açıklama tercih edilmiş. Böyle bir kitabı elime almışsam o dönemin mizah yayınlarını okuyor gibi olmalıydım. Pek öyle olmadı. Döneme mizah penceresinden bakmak yerine, mizaha dönemin penceresinden bakmak daha iyi bir strateji olabilirdi.